اَلْغَرَفُ [el-ġaref] (fethateynle) Sümük otuna denir, ثُمَامٌ [šamp;umâm] maʹnâsına; ʹalâ-kavlin tâze yeşil iken ıtlâk olunur. Ve
غَرَفٌ [ġaref] شَثٌّ [şešamp;šamp;] ve طُبَّاقٌ [ṯubbâḵ] ve بَشَمٌ [beşem] ve عَفَارٌ [ʹafâr] ve عُتْمٌ [ʹutm] ve صَوْمٌ [ṡavm] ve حَبَجٌ [ḩabec] ve شَدْنٌ [şedn] ve حَيْهَلٌ [ḩayhel] ve هَيْشَرٌ [heyşer] ve ضِرْمٌ [ḋirm] dedikleri eşcâr ve nebâtâtın her birine ıtlâk olunur. Ve ağacın yaprağına denir; yukâlu: ظَهَرَ غَرَفُ الشَّجَرِ أَيْ وَرَقُهُ Ve
غَرَفٌ [ġaref] Masdar olur, deve غَرَفٌ [ġaref] dedikleri nebât ve eşcârı otlamakla karnı ağrımak maʹnâsınadır; yukâlu: غَرِفَتِ الْإِبِلُ غَرَفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اشْتَكَتْ بُطُونَهَا مِنْ أَكْلِ الْغَرَفِ
اَلْغَرْفُ [el-ġarf] (حَرْفٌ [ḩarf] ve فَرَحٌ [feraḩ] veznlerinde) Bir şecer ismidir ki onunla deri dibâgat olunur. Ve
غَرْفٌ [ġarf] (صَرْفٌ [ṡarf] vezninde) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَرَفَ الشَّيْءَ غَرْفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا قَطَعَهُ Ve cebhede olan kâkülü kırkmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَرَفَ نَاصِيَتَهُ إِذَا جَزَّهَا Ve suyu havuz makûlesinden avuçla daldırıp almak maʹnâsınadır; yukâlu: غَرَفَ الْمَاءَ غَرْفًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا أَخَذَهُ بِيَدِهِ
اَلْغَرَفُ [el-ġaref] (fethateynle) Bi-maʹnâhu, ʹalâ-rivâyeti Yaʹḵûb. Ve
غَرَفٌ [ġaref] Deve غَرْفٌ [ġarf] ağacın otlamakla hasta olmağa da derler; yukâlu: غَرِفَتِ الْإِبِلُ تَغْرَفُ غَرَفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اشْتَكَتْ عَنْ أَكْلِ الْغَرْفِ
اَلْغَرْفُ [el-ġarf] (ġayn’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) غَرْفٌ [ġarf] dedikleri ağaç ki onunla dibâgat olunur. Ve
غَرْفٌ [ġarf] Kesmek maʹnâsına dahi gelir; tekûlu: غَرَفْتُ الشَّيْءَ فَانْغَرَفَ أَيْ قَطَعْتُهُ فَانْقَطَعَ ve tekûlu: غَرَفْتُ نَاصِيَةَ الْفَرَسِ إِذَا قَطَعْتَهَا وَجَزَزْتَهَا Yaʹnî atın alnında olan saçı kırksan, Aṡmaʹî’den Ebû ʹUbeyd rivâyeti üzere. Ve
غَرْفٌ [ġarf] Deriyi غَرْفٌ [ġarf] ağacıyla dibâgat etmeğe dahi derler. Ve
غَرْفٌ [ġarf] Suyu eliyle çalıp almağa dahi derler; tekûlu: غَرَفْتُ الْمَاءَ بِيَدِي غَرْفًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı