ġarîru’l-ʹayş ~ غَرِيرُ الْعَيْشِ

Kamus-ı Muhit - غرير العيش maddesi

Şârih der ki kelâm-ı mezbûr meseldir, gaflet maʹnâsına olan غِرَّةٌ [ġirret]ten me΄hûzdur. Bir kimse gafletle bir hâlete uğrayıp ke-mâ hiye vukûf tahsîl eyledikten sonra bir âher kimse dahi o hâlete heves-nâk oldukta evvelki kimse kelâm-ı mezbûru îrâd eder, yaʹnî “Ben ona düştüm, sen onun keyfiyyetini benden su΄âl eyle, sana mahzûrâtını beyân edeyim ve sen de ona meyl ve hevesten ferâgat kıl.” Pes bir nesneye gereği gibi ʹilmi muhît olan adam darb eder. İntehâ. Ve

غَرِيرٌ [ġarîr] Güzel huya ıtlâk olunur, nâsı magrûr eylediği iʹtibârıyla; yukâlu: خُلُقٌ غَرِيرٌ أَيْ حَسَنٌ Ve kefîl maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: صَارَ غَرِيرًا لَهُ أَيْ كَفِيلاً Ve

غَرِيرُ الْعَيْشِ [ġarîru’l-ʹayş] Şol dirliğe ıtlâk olunur ki sâhibini havf ve endîşeye düşürmeyip emn ve ferâg üzere ola. Cemʹi غُرَّانٌ [ġurrân] gelir ġayn’ın zammıyla; yukâlu: عَيْشٌ غَرِيرٌ أَيْ لاَ يُفَزَّعُ أَهْلُهُ Ve

غَرِيرٌ [ġarîr] Şol civâna ıtlâk olunur ki dehrin ahvâl ve keyfiyyâtına ve umûr-ı dünyeviyyeye aslâ tecribesi mesbûk olmaya. Cemʹi أَغِرَّاءُ [aġirrâ΄] gelir, أَجِلاَّءُ [ecillâ΄] gibi ve أَغِرَّةٌ [aġirret] gelir, أَجِلَّةٌ [ecillet] gibi; yukâlu: شَابٌّ غَرِيرٌ أَيْ لاَ تَجْرِبَةَ لَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı