ġirnâḵ ~ غِرْنَاقٌ

Kamus-ı Muhit - غرناق maddesi

اَلْغُرْنُوقُ [el-ġurnûḵ] (زُنْبُورٌ [zunbûr] vezninde) ve

اَلْغِرْنَوْقُ [el-ġirnevḵ] (فِرْدَوْسٌ [firdevs] vezninde) ve

اَلْغُرْنَيْقُ [el-ġurneyḵ] (ġayn’ın zammı ve nûn’un fethiyle) Su kuşlarından bir siyâh, ʹalâ-kavlin beyâz kuşun adıdır. Ve ʹinde’l-baʹz غُرْنُوقٌ [ġurnûḵ] ve غُرْنَيْقٌ [ġurneyḵ] ki ġayn’ların zammıyladır, bu iki ism turna kuşuna denir, كُرْكِيٌّ [kurkiyy] gibi; yâhûd turnaya şebîh bir kuştur. Ve esâmî-i âtiye şâbb-ı nâʹime denir, ke-mâ se-yuzkeru. Bu kuş cemîʹ-i müfredâtta kuğu taʹbîr olunan ak su kuşuyla mübeyyendir, kazdan büyük ve boynu uzun olur, Fârisîde ona ḵû derler. Ve bunun işbu “غ،ر،ق” mâddesinde zikri sahîh değildir, Cevherî vehminden nâşî orada zikr eyledi ki nûn’unun ziyâdesine zâhib olmuştur. Şârih der ki İbn Cinnî rivâyet eder ki Sîbeveyhi bu mâddenin benât-ı erbaʹ olduğuna yaʹnî asâlet-i nûn’una ve Ebû Ḩayyân ziyâdesine zâhib oldu. Ve İbn Ešamp;îr Nihâye’de benât-ı erbaʹ râddesinde zikr ve beyâzı vech-i tesmiye eylemiştir. Ve

غُرْنَيْقٌ [ġurneyḵ] (ġayn’ın zammı ve nûn’un fethiyle) ve

غُرْنُوقٌ [ġurnûḵ] (زُنْبُورٌ [zunbûr] vezninde) ve

غِرْنِيقٌ [ġirnîḵ] (قِنْدِيلٌ [ḵindîl] vezninde) ve

غَرَنْيَقٌ [ġarenyaḵ] (سَمَوْأَلٌ [semev΄el] vezninde) ve

غِرْنَوْقٌ [ġirnevḵ] (فِرْدَوْسٌ [firdevs] vezninde) ve

غِرْنَاقٌ [ġirnâḵ] (قِرْطَاسٌ [ḵirṯâs] vezninde) ve

غُرَانِقٌ [ġurâniḵ] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) Bedeni sîm gibi beyâz ve gül gibi ter ü tâze dil-ber civâna denir; cemʹleri غَرَانِيقُ [ġarânîḵ] ve غَرَانِقَةٌ [ġarâniḵat] gelir. Ve

غُرْنُوقٌ [ġurnûḵ] (زُنْبُورٌ [zunbûr] vezninde) Örülmüş saç topuna denir. Ve bir şecer adıdır; cemʹi غُرَانِقُ [ġurâniḵ]tir. ʹAlâ-kavlin غُرْنُوقٌ [ġurnûḵ] ve غُرَانِقُ [ġurâniḵ] bir nebâttır ki عَوْسَجٌ [ʹavsec] ağacının kökünde biter, be-gâyet yumuşak ve latîf olur; cemʹi غَرَانِيقُ [ġarânîḵ] gelir. Ve ʹinde’l-baʹz غُرْنُوقٌ [ġurnûḵ] tâze ve müstetir olan otluğa denir ki güneş ve sâ΄ir havâdis uğramadığından ter ü tâze ola. Ve

غُرَانِقٌ [ġurâniḵ] Aʹzâ΄ ve endâmı tâm ve her yeri uygun, etine dolu tâze delikanlıya denir, mahbûbeye de vasf olur; yukâlu: شَابٌّ غُرَانِقٌ أَيْ تَامٌّ وَامْرَأَةٌ غُرَانِقٌ وَغُرَانِقَةٌ أَيْ شَابَّةٌ مُمْتَلِئَةٌ Pes burada غُرَانِقٌ [ġurâniḵ] müfred olur. Şârih der ki تِلْكَ الْغَرَانِيقُ الْعُلَى fıkrasında غَرَانِيق [ġarânîḵ]ten murâd asnâmdır, beyâz cihetiyle tuyûr-ı mezkûreye teşbîh olunmuştur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı