ġurretu’r-recul ~ غُرَّةُ الرَّجُلِ

Kamus-ı Muhit - غرة الرجل maddesi

اَلْغُرَّةُ [el-ġurret] (gayn’ın zammıyla) At kısmının cephesinde olan beyâza denir ki sabâhu’l-hayr taʹbîr olunur. Ve köleye ve câriyeye denir, ʹabd ve emet maʹnâsına. Kâle’ş-şârih ve fi’n-Nihâye: أَنَّهُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ḣجَعَلَ فِي الْجَنِينِ غُرَّةً عَبْدًا أَوْ أَمَةًḢ Mukaddemâ beyâz köleye ve câriyeye ıtlâk olunup baʹdehu taʹmîm olundu. Ve ʹinde’l-fukahâ΄ bu şart değildir, semeni nısf-ı ʹuşr-ı diyete bâlig olan ʹabd ve emet olmaktır. Ve

غُرَّةُ الشَّهْرِ [ġurretu’ş-şehr] Ayın leyle-i istihlâli yaʹnî ibtidâ gecesine ve gününe ıtlâk olunur. Ve

غُرَّةُ الْهِلاَلِ [ġurretu’l-hilâl] Yeni ayın talʹatından ʹibârettir. Ve

غُرَّةُ الْأَسْنَانِ [ġurretu’l-esnân] Dişlerin ibtidâ parlayan beyâz yeridir ki ağız açıldıkta ibtidâ nümâyân olur. Ve

غُرَّةُ الْمَتَاعِ [ġurretu’l-metâʹ] Emtiʹânın hıyârı yaʹnî güzîde ve fâhirine ıtlâk olunur. Ve

غُرَّةُ الْقَوْمِ [ġurretu’l-ḵavm] Bir cemâʹatin ʹazîz ve şerîf ve zî-şânından ʹibârettir. Ve

غُرَّةُ الْكَرْمِ [ġurretu’l-kerm] Asmanın sürʹat-ı büsûku yaʹnî çabuk uzayıp süren filizinden ʹibârettir. Ve

غُرَّةُ الرَّجُلِ [ġurretu’r-recul] Kişinin vechinden ʹibârettir. Ve

غُرَّةٌ [ġurret] Mutlakan bir şey΄in en evvel nümâyân olan yerine ıtlâk olunur, meselâ غُرَّةُ الضَّوْءِ [ġurretu’ḋ-ḋav΄] ziyânın ibtidâ nümâyân olanı ve غُرَّةُ الصُّبْحِ [ġurretu’ṡ-ṡubḩ] sabâhın ibtidâ zâhir olan rûşenliğinden ʹibârettir. Ve

غُرَّةُ الْإِسْلاَمِ [ġurretu’l-islâm] Sadr-ı İslâm’dan ʹibârettir. Ve

غُرَّةُ [Ġurret] Medîne’de Benû ʹAmr b. ʹAvf cemâʹâtine mahsûs bir kalʹanın ismidir; yerine Mescid-i Ḵubâ minâresi binâ kılındı.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı