Fers ~ فَرْسٌ

Kamus-ı Muhit - فرس maddesi

اَلْفَرْسُ [el-fers] (fâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Boynu katʹ eylemeksizin kırıp hurd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَرَسَ الْأَسَدُ فَرِيسَتَهُ فَرَسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا دَقَّ عُنُقُهَا Bu mülâbese ile mutlakan katl eylemekte istiʹmâl olundu; yukâlu: فَرَسَهُ إِذَا قَتَلَهُ Ve

فَرْسٌ [Fers] Hužeyl kabîlesi yurdunda bir mevziʹ yâhûd bir belde adıdır. Ve

فَرْسٌ [fers] Dâ΄imâ فَرَاسٌ [ferâs] dedikleri hurmâ ekl eder olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَرِسَ الرَّجُلُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا دَامَ عَلَى أَكْلِ الْفَرَاسِ Ve davar kısmı فِرْسٌ [firs] dedikleri nebât otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: فَرِسَ الْحِمَارُ إِذَا رَعَى الْفِرْسَ

Vankulu Lugatı - فرس maddesi

اَلْفَرْسُ [el-fers] (fâ’nın ve râ’nın sükûnuyla) Boynu dakk etmek yaʹnî sıkmak; yukâlu: فَرَسَ الْأَسَدُ فَرِيسَتَهُ فَرْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا دَقَّ عُنُقَهَا Ve فَرْسٌ [fers]in asl maʹnâsı budur sonra şâyiʹ olup mutlakan katl maʹnâsına istiʹmâl olundu. Ve

فَرْسٌ [fers] Boyun kemiğin ufatmağa dahi derler; وَقَدْ نُهِيَ عَنِ الْفَرْسِ فِي الذَّبْحِ وَهُوَ كَسْرُ عِظَامِ الرَّقَبَةِ قَبْلَ أَنْ تَبْرُدَ Ve

فَرْسٌ [fers] Kurt koyunu pârelemeğe de derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı