hedeb ~ هَدَبٌ

Kamus-ı Muhit - هدب maddesi

اَلْهَدَبُ [el-hedeb] (fethateynle) Gözün kirpikleri uzun olmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَدِبَتِ الْعَيْنُ هَدَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا طَالَ هُدْبُهَا Ve

هَدَبٌ [hedeb] أَرْطَى [erṯâ] makûlesi ağacın dallarına denir. Ve أَرْطَى [erṯâ] ʹinde’l-baʹz ak kavak ağacı ve ʹalâ-kavlin غَضَا [ġaḋâ] dedikleri şecerin acı nevʹidir. Şârih der ki هَدَبٌ [hedeb] yaprağı olmayan şecerin dallarına mahsûstur. Ve

هَدَبٌ [hedeb] Her dem tâze olan şecer yaprağına denir, serv ve çam ve ılgın yaprağı gibi. Müfredi هَدَبَةٌ [hedbet]tir hâ’yla. Ve

هَدَبُالنَّبَاتِ [hedebu’n-nebât] Yaprakları olmayıp lâkin yaprak makâmına kâ΄im olan çöplerine ve dallarına denir; ʹalâ-kavlin ʹarîz olmayan yaprağına denir, serv ve söğüt ve ılgın yaprağı gibi. Müfredi هَدَبَةٌ [hedebet]tir hâ’yla. Cemʹi أَهْدَابٌ [ehdâb]dır ve هِدَابٌ [hidâb]dır, كِتَابٌ [kitâb] vezninde, قَدْحٌ [ḵadḩ] ve قِدَاحٌ [ḵidâḩ] gibi. Ve

هَدَبٌ [hedeb] Masdar olur, ağacın dalları uzayıp saçak gibi yere sarkmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَدِبَتِ الشَّجَرُ هَدَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا طَالَتْ أَغْصَانُهَا وَتَدَلَّتْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı