hecm ~ هَجْمٌ

Kamus-ı Muhit - هجم maddesi

اَلْهُجُومُ [el-hucûm] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Ansızın bir adama saldırıp yetişmek, ʹalâ-kavlin bir yere destûrsuz girmek yâhûd girmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَجَمَ عَلَيْهِ هُجُومًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا انْتَهَى إِلَيْهِ بَغْتَةً أَوْ دَخَلَ بِغَيْرِ إِذْنٍ أَوْ دَخَلَ Ve

هُجُومٌ [hucûm] Müteʹaddî olur; yukâlu: هَجَمَ فُلَانًا إِذَا أَدْخَلَهُ Ve binâ yıkılmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَجَمَ الْبَيْتُ إِذَا انْهَدَمَ Ve

هَجْمٌ [hecm] (رَجْمٌ [recm] vezninde) ve

هُجُومٌ [hucûm] Göz içeri batmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَجَمَتْ عَيْنُهُ هَجْمًا وَهُجُومًا إِذَا غَارَتْ Ve memede olan sütün cümlesini sağmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَجَمَ مَا فِي الضَّرْعِ إِذَا حَلَبَهُ Ve nesne sâkin ve epsem olmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَجَمَ الشَّيْءُ إِذَا سَكَنَ وَأَطْرَقَ Ve

هَجْمٌ [hecm] Tard eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَجَمَ فُلَانًا هَجْمًا إِذَا طَرَدَهُ Ve

هَجْمٌ [hecm] Büyük kâseye denir; fethateynle de lügattir, cemʹi أَهْجَامٌ [ehcâm]dır. Ve Fezâre kabîlesi yurdunda bir su adıdır. Ve

هَجْمٌ [hecm] Tere denir, عَرَقٌ [ʹaraḵ] maʹnâsına. Ve terlemek maʹnâsına masdar olur; yukâlu: هَجَمَتْهُ الْهَوَاجِرُ أَيْ أَسَالَتْ عَرَقَهُ

Vankulu Lugatı - هجم maddesi

اَلْهَجْمُ [el-hecm] (hâ’nın fethi ve cîm’in sükûnuyla) Harâb etmek; tekûlu: هَجَمْتُ الْبَيْتَ هَجْمًا إِذَا هَدَمْتَهُ Ve

هَجْمٌ [hecm] Büyük kadehe dahi derler, kâse-i büzürg maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı