اَلْإِعْتِقَالُ [el-iʹtiḵâl] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Koyunun ayakların uylukların arasına yâhûd inciklerin arasına almaktır, sağmak için; tekûlu: إِعْتَقَلْتُ الشَّاةَ إِذَا وَضَعْتَ رِجْلَهَا بَيْنَ فَخِذَيْكَ أَوْ سَاقَيْكَ لِتَحْلِبَهَا Ve
إِعْتِقَالٌ [iʹtiḵâl] Gönderi incikle üzengi arasına almaktır; yukâlu: إِعْتَقَلَ رُمْحَهُ إِذَا وَضَعَهُ بَيْنَ سَاقِهِ وَرِكَابِهِ Ve
إِعْتِقَالٌ [iʹtiḵâl] Bir kimse habs olunmağa dahi derler; yukâlu: أُعْتُقِلَ الرَّجُلُ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَجْهُولِ إِذَا حُبِسَ Ve
إِعْتِقَالٌ [iʹtiḵâl] Kelâma kâdir olmamağa dahi derler; yukâlu: إِعْتَقَلَ لِسَانُهُ إِذَا لَمْ يَقْدِرْ عَلَى الْكَلَامِ Ve
إِعْتِقَالٌ [iʹtiḵâl] Ayağı birbirine dolaştırmakla bön etmeğe dahi derler; yukâlu: صَارَعَهُ فَاعْتَقَلَهُ الشَّغْزَبِيَّةَ Ve شَغْزَبِيَّةٌ [şaġzebiyyet] şîn-i muʹcemenin fethiyle bağdama maʹnâsınadır ki güreş tutanlar birbirine ayak dolarlar.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı