iṯrâḵ ~ إِطْرَاقٌ

Vankulu Lugatı - إطراق maddesi

اَلْإِطْرَاقُ [el-iṯrâḵ] (hemzenin kesriyle) Sükût edip tekellüm etmemek; yukâlu: أَطْرَقَ الرَّجُلُ إِذَا سَكَتَ فَلَمْ يَتَكَلَّمْ Ve

إِطْرَاقٌ [iṯrâḵ] Yere bakmağa dahi derler. Ve fi’l-meseli: “أَطْرِقْ كَرَا أَطْرِقْ كَرَا أَطْرِقْ كَرَا إِنَّ النَّعَامَ فِي الْقُرَى” Ve نَعَامٌ [neʹâm] devekuşlarına derler. Ve كَرَا [kerâ] toy demekle maʹrûf olan kuştur, yaʹnî devekuşu ʹazametiyle sayd olunmuştur, sen dahi hâlini ondan kıyâs kıl. Ve bu mesel kendin görüp mütekebbir olanlar hakkında îrâd olunur. Ve

إِطْرَاقٌ [iṯrâḵ] Bir kimseden dişi davara aşsın diye erkek dilemek; yukâlu: أَطْرِقْنِي فَحْلَكَ أَيْ أَعِرْنِي فَحْلَكَ لِيَضْرِبَ فِي إِبِلِي Ve

إِطْرَاقٌ [iṯrâḵ] Deve birbiri ardınca gitmeğe dahi derler; yukâlu: أَطْرَقَتِ الْإِبِلُ إِذَا ذَهَبَ بَعْضُهَا فِي إِثْرِ بَعْضٍ Ve

إِطْرَاقٌ [iṯrâḵ] Bir nesneye deri ve sinir geçirmeğe dahi derler; yukâlu: أَطْرَقْتُ بِالْجِلْدِ وَالْعَصَبِ Yaʹnî “Kalkana deri ve ʹasab giydirildi.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı