el-ḣiṯṯ ~ اَلْخِطُّ

Kamus-ı Muhit - الخط maddesi

اَلْخِطُّ [el-ḣiṯṯ] (ḣâ’nın kesriyle) Yağmur isâbet eylemeyen arza denir. Ve şol arza denir ki ona bir kimse nâzil olup kendiden mukaddem kimse nâzil olmamış ola; bedevîlerin ibtidâ yurt edindikleri arz olacaktır.

اَلْخُطُّ [el-Ḣuṯṯ] (ḣâ’nın zammıyla) Mekke’de Aḣşebân dedikleri iki dağın birisine ıtlâk olunur. Ve

خُطٌّ [ḣuṯṯ] Kabîlenin karâr-gâhına denir. Ve ulu yola denir; bunda fethle da lügattir; yukâlu: سَلَكَ فِي الْخُطِّ أَيِ الطَّرِيقِ الشَّارِعِ

اَلْخَطُّ [el-ḣaṯṯ] (ḣâ’nın fethi ve ṯâ’nın teşdîdiyle) Çizgiye denir; yukâlu: فِيهِ خَطٌّ أَيْ طَرِيقَةٌ مُسْتَقِيمَةٌ مُسْتَطِيلَةٌ Ve düz yerde olan belli belirsizce hafîf yola ıtlâk olunur ki çığır ve cılkı taʹbîr olunur; yukâlu: لَزِمَ الْخَطَّ أَيِ الطَّرِيقَ الْخَفِيفَ فِي السَّهْلِ Cemʹi خُطُوطٌ [ḣuṯûṯ] ve أَخْطَاطٌ [aḣṯâṯ] gelir. Şârihin beyânı üzere harf-i terdîd ile olan nüshalar galattır. Ve

خَطٌّ [ḣaṯṯ] Masdar olur, yazı yazmak maʹnâsına; yukâlu: خَطَّ بِالْقَلَمِ وَغَيْرِهِ خَطًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا كَتَبَ Ve bir gûne cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَطَّ جَارِيَتَهُ إِذَا جَامَعَهَا ضَرْبًا مِنَ الْجِمَاعِ Ve yemeği azca yemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَطَّ الطَّعَامَ إِذَا أَكَلَهُ قَلِيلاً Ve

خَطٌّ [ḣaṯṯ] Mutlakan yola ıtlâk olunur; tekûlu: إِلْزَمِ الْخَطَّ أَيِ الطَّرِيقَ Ve Baḩreyn eyâletinin hâssaten deniz yalısına, ʹalâ-kavlin her deniz yalısına denir, سِيفُ الْبَحْرِ [sîfu’l-baḩr] maʹnâsına. Ve Yemâme’de bir mevziʹ adıdır. Ve Baḩreyn denizinde bir liman adıdır; ḣâ’nın kesriyle de câ΄izdir, rimâh-ı Ḣaṯṯiyye dedikleri mızraklar mevziʹ-i mezkûra mensûbdur, sâʹir mahallerden gelip orada beyʹ olunmakla oraya nisbet olunur, yoksa menbiti değildir. Ve

خَطٌّ [ḣaṯṯ] Bir kimse bir yere sınır ve ʹalâmet vazʹ edip binâ yapmak makûlesi husûs zımnında kendi nefsi için ihtiyâz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَطَّ الْخِطَّةَ لِنَفْسِهِ إِذَا اتَّخَذَهَا لِنَفْسِهِ وَأَعْلَمَ عَلَيْهَا Ve mutlakan bir ʹalâmet vazʹıyla bir nesneyi âherden menʹ eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; tekûlu: خَطَطْتُ عَلَيْهِ إِذَا حَظَرْتَهُ Ve bir kimsenin yüzünde çizgiler peydâ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَطَّ وَجْهُهُ إِذَا صَارَ فِيهِ خُطُوطٌ Ve tâze oğlan müzellef olmak maʹnâsına müstaʹmeldir ki hatt-âverde taʹbîr olunur; yukâlu: خَطَّ الْغُلاَمُ إِذَا نَبَتَ عِذَارُهُ

Vankulu Lugatı - الخط maddesi

اَلْخَطُّ [el-ḣaṯṯ] (ḣâ’nın fethi ve ṯâ’nın teşdîdiyle) Çizi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı