اَلرَّبَكُ [er-rebek] (fethateynle) Bir adamın işi karış muruş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَبِكَ الرَّجُلُ رَبَكًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اخْتَلَطَ عَلَيْهِ أَمْرُهُ
اَلرَّبِكُ [er-rebik] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Zaʹîfü’l-hîle, kalîlü’t-tebdîr adama denir; yukâlu: رَجُلٌ رَبِكٌ أَيْ ضَعِيفُ الْحِيلَةِ
اَلرُّبَكُ [er-rubek] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) ve
اَلرَّبِيكُ [er-rebîk] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلرِّبَكُّ [er-ribekk] (هِجَفٌّ [hiceff] vezninde) İşi şûrîde ve muhtelit ve müşevveş olan adama denir.
اَلرَّبْكُ [er-rebk] (سَبْكٌ [sebk] vezninde) Bir nesneyi karıştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَبَكَ الشَّيْءَ رَبْكًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا خَلَطَهُ Ve tiridi ıslâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَبَكَ الثَّرِيدَ إِذَا أَصْلَحَهُVe bir adamı çamura bırakmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَبَكَ فُلَانًا إِذَا أَلْقَاهُ فِي وَحَلٍ Ve رَبِيكَةٌ [rebîket] dedikleri taʹâm yapmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَبَكَ الرَّبِيكَةَ إِذَا عَمِلَهَا
اَلرَّبْكُ [er-rebk] (râ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi karıştırmak; tekûlu: رَبَكْتُ الشَّيْءَ أَرْبُكُهُ رَبْكًا إِذَا خَلَطْتَهُ Ve
رَبْكٌ [rebk] Tiridi ıslâh etmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı