اَلرَّبِغُ [er-rebiġ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Lâübâlî ve bî-pervâ olan fâcire denir; yukâlu: رَجُلٌ رَبِغٌ أَيْ مَاجِنٌ فَاجِرٌ
اَلرَّبَغُ [er-rebaġ] (fethateynle) Dirlik, vüsʹat üzere olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَبِغَ عَيْشُهُ رَبَغًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اتَّسَعَ Ve
رَبَغٌ [rebaġ] Bir nesnenin tâzeliği ve tarâveti hâletine denir; yukâlu: أَخَذَهُ بِرَبَغِهِ أَيْ بِحِدْثَانِهِ قَبْلَ أَنْ يَفُوتَ
اَلرَّبْغُ [er-rebġ] (râ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Dâ΄imâ refâh ve niʹmet ve huzûr ve vüsʹatte olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَبَغَ الْقَوْمُ رَبْغًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَقَامُوا فِي النَّعِيمِ Ve suya kanmağa denir; yukâlu: فِيهِ رَبْغٌ أَيْ رِيٌّ Ve un gibi hurde ve yumuşak toprağa denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı