er-rucem ~ اَلرُّجَمُ

Kamus-ı Muhit - الرجم maddesi

اَلرُّجُمُ [er-rucum] (zammeteynle) Şeyâtîn üzere remy olunan nücûma ıtlâk olunur ki murâd şihâbdır, niteki ânifen zikr olundu. Şârihin beyânına göre müfredi رَجْمٌ [recm]dir, حَجْمٌ [ḩacm] vezninde. Ve kabr üzere nasb olunan taşlara denir ki kabr onunla müsennem olur.

اَلرَّجَمُ [er-recem] (fethateynle) Kuyuya denir; بِئْرٌ [bi΄r] maʹnâsına. Ve tennûra denir. Ve değirmi geniş yere denir, جَفْرَةٌ [cefret] maʹnâsına. Ve Ece΄ nâm cebel kurbünde bir cebel adıdır. Ve kabre ve mezâra denir. Ve karındaşlara denir, ihvân maʹnâsına. Müfredi Kurâʹ-ı Lugavî beyânı üzere رَجْمٌ [recm]dir râ’nın fethi ve cîm’in sükûnuyla ve fethiyle, lâkin bu gûne cemʹ ve müfredin keyfiyyeti bize nâ-maʹlûmdur.

اَلرَّجْمُ [er-recm] (râ’nın fethi ve cîm’in sükûnuyla) Katl eylemek maʹnâsınadır. Bu maʹnâ ve maʹânî-i sâ΄ire remy bi’l-hicâre maʹnâsından müteferraʹdır; yukâlu: رَجَمَهُ رَجْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا قَتَلَهُ Ve bir adamın nâmûsuna bühtân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَمَهُ إِذَا قَذَفَهُ Ve gayb maʹnâsınadır; yukâlu: قَالَهُ رَجْمًا أَيْ غَيْبًا Ve zann ve gümân maʹnâsınadır; yukâlu: قَالَ ذَلِكَ رَجْمًا أَيْ ظَنًّا Ve dost maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ رَجْمُ فُلَانٍ أَيْ خَلِيلُهُ Ve nedîm ve musâhibe denir; yukâlu: هُوَ رَجْمُهُ أَيْ نَدِيمُهُ Ve laʹn ve nefrîn maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَمَهُ رَجْمًا إِذَا لَعَنَهُ Ve sövmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَمَهُ إِذَا شَتَمَهُ Ve bir nesneyi külliyyen terk ve katʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَمَ فُلَانًا إِذَا هَجَرَهُ Ve kovmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَمَهُ إِذَا طَرَدَهُ Ve bir adamı taşa tutmak, seng-sâr maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَمَهُ إِذَا رَمَاهُ بِالْحِجَارَةِ Ve

رَجْمٌ [recm] Bir kimseye atılan taşın ismidir;cemʹi رُجُومٌ [rucûm]dur. Kâle’ş-şârih ve fi’n-Nihâye ve fî hadîsi Ḵatâde: “خَلَقَ اللهُ هَذِهِ النُّجُومَ لِثَلَاثٍ زِينَةً لِلسَّمَاءِ وَرُجُومًا لِلشَّيَاطِينِ وَعَلاَمَاتٍ يُهْتَدَى بِهَا” فَالرُّجُومُ جَمْعُ رَجْمٍ وَهُوَ مَا يُرْجَمُ بِهِ Burada رُجُوٌم [rucûm]dan murâd şihâblardır kevâkib merkezlerinde sâbit olup melâ΄ike onların ʹalev-i âteş gibi nûrundan ahz ve şeyâtîn üzere remy ederler. Ve

رَجْمٌ [recm] Kabre taştan nişân ve ʹalâmet nasb eylemek, ʹalâ-kavlin kabr üzere رِجَامٌ [ricâm] dediği taşlar vazʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَمَ الْقَبْرَ رَجْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا عَلَّمَهُ أَوْ وَضَعَ عَلَيْهِ الرِّجَامِ Ve âteş gibi şiddetle yelmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَاءَ يَرْجُمُ إِذَا مَرَّ وَهُوَ يَضْطَرِمُ فِي عَدْوِهِ Burada يَرْجُمُ lafzı sâkıt olan nüshalar sâkıttır.

Vankulu Lugatı - الرجم maddesi

اَلرُّجَمُ [er-rucem] (râ’nın zammı ve cîm’in fethi ile) Cemʹi.

اَلرَّجَمُ [er-recem] (fethateynle) Kabr maʹnâsına.

اَلرَّجْمُ [er-recm] (râ’nın fethi ve cîm’in sükûnuyla) Katl maʹnâsınadır. Ve bunun aslı taşla atmaktır, رَمَي بِالْحِجَارَةِ maʹnâsına; yukâlu: رَجَمْتُهُ أَرْجُمُهُ رَجْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve

رَجْمٌ [recm] Bir nesneyi zannla söylemeğe dahi derler. Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿رَجْمًا بِالْغَيْبِ﴾ (الكهف، 22) أَيْ مِنْ غَيْرِ وُقُوفٍ عَلَى حَقِيقَةِ أَمْرِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı