ez-zuken ~ اَلزُّكَنُ

Kamus-ı Muhit - الزكن maddesi

اَلزُّكَنُ [ez-zuken] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Kuvvet-i hâfıza sâhibi adama denir ki işittiğini hıfz ve zabt eder; yukâlu: هُوَ زُكَنٌ أَيْ حَافِظٌ ضَابِطٌ

اَلزَّكَنُ [ez-zeken] (fethateynle) Anlayıp bilmek maʹnâsınadır; yukâlu: زَكِنَهُ زَكَنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَلِمَهُ وَفَهِمَهُ Ve firâsetle zann ve gümân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: زَكِنَهُ إِذَا تَفَرَّسَهُ وَظَنَّهُ Baʹzılar dedi ki زَكَنٌ [zeken] yakîn ve tahkîk menzilesinde olan zann-ı sâdıka denir. Ve ʹinde’l-baʹz taraf-ı zanna ıtlâk olunur ki tamâm-ı zann olmayıp ondan bir taraf ve bir köşecikten ʹibârettir ki hayâllemek taʹbîr olunur; fe-yukâlu: زَكِنَهُ أَيْ ظَنَّهُ يَقِينًا أَوْ هُوَ طَرَفٌ مِنَ الظَّنِّ

Vankulu Lugatı - الزكن maddesi

اَلزَّكَنُ [ez-zeken] (fethateynle) Bir nesneyi bilmek; tekûlu: زَكَنْتُهُ زَكَنًا إِذَا عَلِمْتَهُ Ve

زَكَنٌ [zeken] Bir nesneyi firâsetle zann etmeğe dahi derler; tekûlu: زَكَنْتُهُ صَالِحًا أَيْ ظَنَنْتُهُ وَلَا يُقَالُ رَجُلٌ زَكَنٌ Ve زَكَنْتُهُ derler ظَنَنْتُهُ maʹnâsına, أَزْكَنْتُهُ demezler, egerçi ʹâmme أَزْكَنْتُهُ demeğe hırs gösterirler, zîrâ اَزْكَنْتُهُ [ezkentuhu] أَعْلَمْتُهُ maʹnâsına istiʹmâl olunur ki bildirdim demek olur; yukâlu: أَزْكَنْتُهُ شَيْئًا بِمَعْنَى أَعْلَمْتُهُ إِيَّاهُ وَأَفْهَمْتُهُ حَتَّى زَكَنَهُ Ve bu makâmda Ṡıḩâḩ nüshalarının ekserinde habt vâkiʹ olmuştur ki وَلَا يُقَالُ أَزْكَنْتُهُ ekserinden sâkıttır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı