ez-zullet ~ اَلزُّلَّةُ

Kamus-ı Muhit - الزلة maddesi

اَلزُّلَّةُ [ez-zullet] (zây’ın zammıyla) Soluk darlığına denir ki ʹilletten nâşî olur; yukâlu: أَخَذَتْهُ الزُّلَّةُ أَيْ ضِيقُ النَّفَسِ

اَلزِّلَّةُ [ez-zillet] (zây’ın kesriyle) Taşlara yâhûd sıyrıncak ve emles ve hemvâr olanlarına ıtlâk olunur; pes müfredi زِلٌّ [zill] olur; yukâlu: رَمَاهُ بِالزِّلَّةِ أَيِ الْحِجَارَةِ أَوْ مُلْسِهَا

اَلزَّلَّةُ [ez-zellet] (zây’ın fethiyle) İsmdir, ayak sürçüp kaymağa denir. Ve ziyâfet ve sanîʹa maʹnâsına müstaʹmeldir; bunda zây’ın zammıyla da zebân-zededir, إِزْلَالٌ [izlâl]-i niʹmet maʹnâsındandır; yukâlu: إِتَّخَذَ فُلَانٌ زَلَّةً أَيْ صَنِيعَةً Ve düğüne ve velîmeye ıtlâk olunur; tekûlu: كُنَّا فِي زَلَّةِ فُلَانٌ أَيْ فِي عُرْسِهِ Ve hatî΄a ve cünha ve bâdireye ıtlâk olunur; yukâlu: وَقَعَتْ مِنْهُ زَلَّةٌ أَيْ خَطِيئَةٌ Ve سَقْطَةٌ [saḵṯat] maʹnâsına müstaʹmeldir, gerek kavlen ve gerek fiʹlen olsun; yukâlu: وَقَعَتْ فِي قَوْلِهِ أَوْ رَأْيِهِ زَلَّةٌ أَيْ سَقْطَةٌ Ve bir dostun yâhûd akribâdan birinin ziyâfeti taʹâmından peştemâle koyup hâneye götürülen taʹâma ıtlâk olunur ki horden ve bürden kâʹidesincedir. Ve bu maʹnâda lügat-ı ʹIrâḵiyye yâhûd ʹâmmiyyedir; yukâlu: فُلَانٌ يَرْتَكِبُ الزَّلَّةَ وَهِيَ اسْمٌ لِمَا يُحْمَلُ مِنْ مَائِدَةِ الصَّدِيقِ أَوِ الْقَرِيبِ Mütercim der ki kaydırmak maʹnâsından lügat-ı sahîha olsa ne mâniʹdir.

Vankulu Lugatı - الزلة maddesi

اَلزَّلَّةُ [ez-zellet] (zâ’nın fethiyle) İsmdir, dayınmak maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı