اَلزُّلْزُلُ [ez-zulzul] (هُدْهُدٌ [hudhud] vezninde) Tabl çalmakta üstâz olan mehtere denir; yukâlu: هُوَ زُلْزُلٌ أَيْ طَبَّالٌ حَاذِقٌ
اَلزَّلَزِلُ [ez-zelezil] (zây-ı ûlânın ve lâm’ın fethi ve sâniyenin kesriyle) Ev esbâbına ve hırt mırt eşyâya denir ki أَثَاثُ الْبَيْتِ [ešamp;âšamp;u’l-beyt] taʹbîr olunur.
اَلزَّلْزَلُ [ez-Zelzel] (فَدْفَدٌ [fedfed] vezninde) Hârûn Halîfe vaktinde bir mugannî yaʹnî sâzende ismidir, sâz çalması beyne’n-nâs darb-ı mesel olmuştur; Baġdâd’da vâkiʹ Birke-i Zelzel ona muzâftır. Mü΄ellifin يُضْرَبُ بِضَرْبِهِ الْعُودَ الْمَثَلُ kavlinde اَلْعُود lafzı ضَرْب kelimesinin ki masdardır, mefʹûlüdür ve اَلْمَثَلُ kavli يُضْرَبُ kelimesinin nâ΄ib-i fâʹilidir.
اَلزَّلَزِلُ [ez-zelezil] (zâ-yı evvelin ve lâm’ın fethi ve zâ-yı sânînin kesriyle) Esâs-ı beyt ve metâʹ-ı beyt maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı