اَلزَّلَهُ [ez-zeleh] (fethateynle) Nefs-i nâtıkaya ʹârız olan sıkıntıya ve gam ve tasaya denir; tekûlu: أَخَذَنِي زَلَهٌ وَهُوَ مَا يَصِلُ إِلَى النَّفْسِ مِنْ غَمٍّ وَهَمٍّ
اَلزَّلْهُ [ez-zelh] (zây’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Çiçeklerin hüsn ü revnakına ve tâb u tarâvetine denir; yukâlu: فِي الرَّيْحَانِ زَلْهٌ لَطِيفٌ وَهُوَ نَوْرُهُ وَحُسْنُهُ Ve kuyu ağzında olan büyük taşa denir ki su çeken kimse onun üzerine basıp durur. Ve tahayyür maʹnâsınadır; yukâlu: بِهِ زَلْهٌ أَيْ تَحَيُّرُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı