اَلسَّحْجُ [es-saḩc] (sîn’in fethi ve ḩâ-yı mühmelenin sükûnuyla) Bir nesnenin derisini yâhûd kabuğunu sıyırıp soymak maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَجَهُ سَحْجًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا قَشَرَهُ ve yukâlu: أَصَابَهُ شَيْءٌ فَسَحَجَ وَجْهَهُ Yaʹnî “Ona bir nesne dokunmakla yüzünün derisini sıyırıp soydu.” Ve
سَحْجٌ [saḩc] Başın saçını âhestece taramak maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَجَ فَرْوَةَ رَأْسِهِ إِذَا سَرَّحَهُ لَيِّنًا Ve tîz tîz yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَّ يَسْحَجُ أَيْ يُسْرِعُ Ve dâbbeye mahsûs bir nevʹ seğirtmek maʹnâsınadır ki pek seğirtmekten dûn olur ki ling seğirtmesi olacaktır; yukâlu: سَحَجَ الْفَرَسُ إِذَا جَرَى دُونَ الشَّدِيدِ
اَلسَّحَجُ [es-seḩac] (fethateynle) Sıyrık. Ve bir marazdır ki etıbbâ΄ katında maʹrûftur; ve yukâlu: بِهِ سَحَجٌ Yaʹnî onunla sıyrık yâhûd maraz-ı mezkûr vardır.
اَلسَّحْجُ [es-saḩc] (sîn’in fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) ve
اَلْإِسْحَاجُ [el-isḩâc] Deriyi soymak ve deri soyulmak; yukâlu: سَحَجْتُ جِلْدَهُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ فَانْسَحَجَ أَيْ قَشَرْتُهُ فَانْقَشَرَ ve yukâlu: أَصَابَهُ شَيْءٌ فَسَحَجَ وَجْهَهُ Yaʹnî “Ona bir nesne dokunup yüzünün derisin soydu.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı