el-ubbed ~ اَلْأُبَّدُ

Kamus-ı Muhit - الأبد maddesi

اَلْأُبَّدُ [el-ubbed] (رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde) أَوَابِدُ [evâbid] gibi vahşî cânverlere ıtlâk olunur.

اَلْأَبَدُ [el-ebed] (hemzenin ve bâ-yı muvahhadenin fethiyle) Dehr maʹnâsınadır ki zamân-ı tavîl ve emed-i memdûddan ʹibârettir. Cemʹi آبَادٌ [âbâd] gelir hemzenin meddiyle ve أُبُودٌ [ubûd] gelir hemzenin zammıyla.

اَلْإِبِدُ [el-ibid] (إِبِلٌ [ibil] vezninde) ve

اَلْأَبِدُ [el-ebid] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْإِبْدُ [el-ibd] (قِنْوٌ [ḵinv] vezninde) Doğurgan hayvân ve insâna denir; yukâlu: أَتَانٌ وَأَمَةٌ إِبِدٌ وَأَبِدٌ وَإِبْدٌ أَيْ وَلُودٌ وَيُقَالُ نَاقَةٌ اِبْدَةٌ أَيْ وَلُودٌ Ve

إِبِدٌ [ibid] (إِبِلٌ [ibil] vezninde ki kesreteynledir) Câriyeye denir, kenîzek maʹnâsına. Ve ürkek mütevahhişe dişi eşeğe denir.

اَلْأَبَدُّ [el-ebedd] (hemzenin ve bâ’nın fethiyle) Zikri âtî بَدَدٌ [beded] kelimesinden sıfattır, iki kolları yanlarından geniş ve meydânlı olan yâhûd ʹazîmü’l-hilkat olmakla aʹzâsı birbirinden mütebâʹid yâhûd uyluklarının aralıkları geniş ve küşâde olan kişiye denir; yukâlu: رَجُلٌ أَبَدُّ أَيْ مُتَبَاعِدُ الْيَدَيْنِ أَوْ عَظِيمُ الْخَلْقِ الْمُتَبَاعِدُ بَعْضُهُ مِنْ بَعْضٍ أَوِ الْمُتَبَاعِدُ مَا بَيْنَ الْفَخِذَيْنِ Cevherî lafz-ı mezbûr zımnında iştişhâd eylediği işbu: ḣأَلَدُّ يَمْشِي مِشْيَةَ الْأَبَدِّḢ mısrâʹında galat eylemiştir, zîrâ savâb olan: ḣبَدَّاءُ تَمْشِي مِشْيَةَ الْأَبَدِّḢ ʹunvânında olmaktır, zîrâ bir hatun vasfında nazm olunmuştur. Ve

أَبَدُّ [ebedd] Çulhaya ıtlâk olunur, حَائِكٌ [ḩâ΄ik] maʹnâsına, bez nesc ederken miyâne-i fahizeyni açık tuttuğu için. Ve ellerinin aralıkları açık ve meydânlı olan ata denir.

Vankulu Lugatı - الأبد maddesi

اَلْأَبَدُ [el-ebed] (fethateynle) Dehr maʹnâsınadır ki zamân-ı tavîlden ʹibârettir. Ve

أَبَدٌ [ebed] Dâ΄im maʹnâsına dahi gelir.

اَلْأَبَدُّ [el-ebedd] Kesret-i lahmdan ayaklarının arası vâsiʹ olan kimse. Ve fermûde ve mücessem olan kimseye dahi derler. İbnu’s-Sikkît eyitti: بَدَدٌ [beded] iki uyluğun arası vâsiʹ olmaktır ve dört ayaklı olanlarda iki ellerinin arası vâsiʹ olmaktır; yukâlu: بَدِدْتَ يَا رَجُلُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı