اَلشَّرَعَةُ [eş-şereʹat] (fetehâtla) Sofa ve eyvâna denir; cemʹi أَشْرَاعٌ [eşrâʹ]dır.
اَلشِّرْعَةُ [eş-şirʹat] (şîn’in kesriyle) شَرِيعَةٌ [şerîʹat] ile iki maʹnâ-yı evvellerde mürâdiftir. Ve bağırtlak kuşu tutacak tuzağa denir ki uzun iplerden yaparlar. Ve kirişe ıtlâk olunur; bunda fethle de câ΄izdir. Ve misl ve nazîr maʹnâsınadır; yukâlu: هَذِهِ شِرْعَتُهُ أَيْ مِثْلُهُ Cemʹi شِرْعٌ [şirʹ] gelir hâ’sız ve şîn’in fethiyle de câ΄izdir ve شِرَعٌ [şiraʹ] gelir, عِنَبٌ [ʹineb] vezninde ve cemʹu’l-cemʹi شِرَاعٌ [şirâʹ] gelir şîn’in kesriyle.
اَلشِّرْعَةُ [eş-şirʹat] (şîn’in kesri ve râ’nın sükûnuyla) شَرِيعَةٌ [şerîʹat] maʹnâsına; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا﴾ (المائدة 48) Ve
شِرْعَةٌ [şirʹat] Misl maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: هَذِهِ شِرْعَةُ هَذِهِ أَيْ مِثْلُهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı