eḋ-ḋaḩâ ~ اَلضَّحَى

Vankulu Lugatı - الضحى maddesi

اَلضَّحَى [eḋ-ḋaḩâ] (ḋâd’ın fethi ve elifin kasrıyla) Terlemek, ʹarak getirmek maʹnâsına; tekûlu: ضَحِيَتْ ضَحًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَرِقَتْ

اَلضُّحَى [eḋ-ḋuḩâ] (ḋâd’ın zammı ve elifin kasrıyla) ضَحْوَةٌ [ḋaḩvet]ten sonra olan zamândır ki o güneşin tamâm ziyâ verdiği vakttir. Ve bunun tezkîri ve te΄nîsi câ΄izdir. Şol kimse ki mü΄ennes kıldı, gûyâ ki ضَحْوَةٌ [ḋaḩvet] kelimesinin cemʹ olmasın iʹtibâr etti ve şol kimse ki müzekker kıldı, mezbûru fiʹl vezni üzere ism iʹtibâr etti, صُرَدٌ [ṡurad] ve نُغَرٌ [nuġar] gibi. Ve صُرَدٌ [ṡurad] ṡâd ve râ΄-i mühmeleteynle kerkes dedikleri kuştur. Ve نُغَرٌ [nuġar] nûn’la ve ġayn-ı muʹceme ile serçeye şebîh bir kuşçağızdır. Ve

ضُحَى [ḋuḩâ] Zarf-ı gayr-ı mütemekkindir, سَحَرٌ [seḩar] gibi; tekûlu: لَقِيتُهُ ضُحًى وَضُحَى إِذَا أَرَدْتَ بِهِ ضُحَى يَوْمِكَ لَمْ تُنَوِّنْهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı