اَلضَّرُّ [eḋ-ḋarr] (ḋâd’ın fethi ve zammıyla) Ziyâna denir ki nefʹ ve fâ΄ide mukâbilidir. Fârisîde gezend derler. ʹAlâ-kavlin ḋâd’ın fethiyle masdardır, ziyân eylemek maʹnâsına; yukâlu: ضَرَّهُ وَضَرَّ بِهِ ضَرًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ ضِدُّ نَفَعَهُ Ve ḋâd’ın zammıyla ismdir, ziyâna denir; yukâlu: أَصَابَهُ ضُرٌّ أَيْ نَفْعٌ
اَلضِّرُّ [eḋ-ḋirr] (ḋâd’ın kesriyle) İsm-i masdardır, ضَرَرٌ [ḋarar] maʹnâsına; ve minhu yukâlu: فُلاَنٌ ضِرُّ أَضْرَارٍ أَيْ دَاهِيَةٌ فِي رَأْيِهِ Ve
ضِرٌّ [ḋirr] ve
ضُرٌّ [ḋurr] (ḋâd’ın zammıyla) Bir hatun üzere bir hatun almağa denir; yukâlu: تَزَوَّجَ عَلَى ضِرٍّ وَضُرٍّ أَيْ مُضَارَّةٍ بَيْنَ امْرَأَتَيْنِ أَوْ ثَلاَثٍ
اَلضُّرُّ [eḋ-ḋurr] (ḋâd’ın zammıyla) Arıklık ve hâl yatlılığıdır.
اَلضَّرُّ [eḋ-ḋarr] (ḋâd’ın fethi ve râ’nın teşdîdiyle) Ziyân ki نَفْعٌ [nefʹ]in mukâbilidir.
اَلضِّرُّ [eḋ-ḋirr] (ḋâd’ın kesriyle) Şol ʹavrettir ki onun üzerine bir ʹavret alınır. Ve bu Cevherî’nin âhir kelâmından fehm olunandır, evvel kelâmından fehm olunan bir ʹavretin üzerine âhar ʹavret almaktır ki maʹnâ-yı masdarî olur. Ve Ḵâmûs’ta ism-i masdar olmasına tasrîh olunmuştur. Ve Ebû ʹUbeydullâh-ı Ṯuvâl’dan ḋâd’ın kesri ve zammı rivâyet olunmuştur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı