el-ḵaṡim ~ اَلْقَصِمُ

Kamus-ı Muhit - القصم maddesi

اَلْقَصِمُ [el-ḵaṡim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Tîz kırılır olan nesneye denir, gevrek gibi; yukâlu: شَيْءٌ قَصِمٌ أَيْ سَرِيعُ الْإِنْكِسَارِ

اَلْقِصْمُ [el-ḵiṡm] (ḵâf’ın kesri ve yâhûd fethiyle) Otlanmış otun yerde kalan köküne denir; cemʹi أَقْصَامٌ [aḵṡâm]dır.

اَلْقَصَمُ [el-ḵaṡam] (fethateynle) Ön dişler yarısından kırılmağa denir. Ve

قَصَمٌ [ḵaṡam] Çekirge yumurtalarına denir; müfredi قَصَمَةٌ [ḵaṡamet]tir.

اَلْقُصَمُ [el-ḵuṡam] (زُفَرُ [zufer] vezninde) Uğradığı ve dokunduğu nesneyi kırıp ufatır olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ قُصَمُ إِذَا كَانَ يَحْطِمُ مَا لَقِيَ

اَلْقَصْمُ [el-ḵaṡm] (ḵâf’ın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) Bir nesneyi kırıp ayırmak, ʹalâ-kavlin mutlakan kırmak maʹnâsınadır, her ne kadar ayrılmazsa da; yukâlu: قَصَمَهُ قَصْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَسَرَهُ وَأَبَانَهُ أَوْ كَسَرَهُ وَإِنْ لَمْ يَبِنْ Ve bir adam murâd ve maksadına varmaksızın geldiği yerden yaʹnî yoldan geri dönmek maʹnâsına müstaʹmeldir ki katʹ-ı ʹazîmet eder; yukâlu: قَصَمَ فُلَانٌ إِذَا رَجَعَ مَنْ حَيْثُ جَاءَ يَعْنِي وَلَمْ يُتِمَّ إِلَى حَيْثُ قَصَدَ

Vankulu Lugatı - القصم maddesi

اَلْقُصَمُ [el-ḵuṡam] (ḵâf’ın zammı ve ṡâd’ın fethiyle قُثَمٌ [ḵušamp;em] vezni üzere) Şol nesnedir ki her neye dokunsa pâreleye.

اَلْقَصْمُ [el-ḵaṡm] (ḵâf’ın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) Bir nesneyi ufatıp ayırmaktır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı