اَلْقَمَدُ [el-ḵamed] (fethateynle) Bir adamın gerdanı uzun olmak, ʹalâ-kavlin gerdanı uzun olarak iri ve kalın olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَمِدَ الرَّجُلُ قَمَدًا إِذَا كَانَ طَوِيلَ الْعُنُقِ أَوْ ضَخْمَ الْعُنُقِ فِي طُولٍ
اَلْقَمْدُ [el-ḵamd] (حَمْدٌ [ḩamd] vezninde) İbâ΄ ve temennuʹ eylemek maʹnâsınadır ki söz tutmayıp serkeşlik eylemekten ʹibârettir; yukâlu: قَمَدَ الرَّجُلُ قَمْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَبَى وَتَمَنَّعَ Ve bir hayr işte ʹalâ-kavlin şerr işte mukîm ve müdâvim olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَمَدَ الرَّجُلُ إِذَا أَقَامَ فِي خَيْرٍ أَوْ شَرٍّ
اَلْقُمُدُ [el-ḵumud] (zammeteynle ve tahfîf-i dâl’la) ve
اَلْقُمُدُّ [el-ḵumudd] (teşdîd-i dâl’la) ve
اَلْقُمَادُ [el-ḵumâd] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve
اَلْقُمْدُودُ [el-ḵumdûd] (زُنْبُورٌ [zunbûr] vezninde) ve
اَلْقُمَادِيُّ [el-ḵumâdiyy] (غُرَابِيٌّ [ġurâbiyy] vezninde) ve
اَلْقُمُدَّانُ [el-ḵumuddân] ve
اَلْقُمُدَّانِيُّ [el-ḵumuddâniyy] (zammeteynle ve teşdîd-i dâl’la) Şedîd ʹalâ-kavlin galîz olan kişiye denir; yukâlu: رَجُلٌ قُمُدٌ وُقُمُدٌّ وَقُمَادٌ وَقُمْدُودٌ وَقُمَادِيٌّ وَقُمُدَّانٌ وُقُمُدَّانِيٌّ أَيْ شَدِيدٌ أَوْ غَلِيظٌ
اَلْقُمُدُّ [el-ḵumudd] (ḵâf’ın ve mîm’in zammı ve dâl’ın teşdîdiyle) Kavî ve muhkem olan nesne.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı