اَلنَّسْعُ [en-nesʹ] (nûn’un fethiyle) ve
اَلنُّسُوعُ [en-nusûʹ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Dişin etleri gevşeyip sölpümekle yukarı sıyrılmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَعَتِ الْأَسْنَانُ نَسْعًا وَنُسُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا انْحَسَرَتِ اللِّثَةُ عَنْهَا وَاسْتَرْخَتْ Ve dişlerin etleri sıyrılmakla dişler sarımsak dâneleri gibi belirip açılmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَعَتْ ثَنِيَّتَاهُ إِذَا خَرَجَتَا مِنَ الْعَمْرِ Ve seyr ve seyâhat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَعَ فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ Ve hatunun arkası yâ dişleri yâhûd lahm-ı zâ΄idi uzun olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَعَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا طَالَ ظَهْرُهَا أَوْ سِنُّهَا أَوْ بَظْرُهَا Şârih أَوْ بَطْنُهَا nüshasını tahti΄e eylemiştir. Ve
نُسُوعٌ [nusûʹ] Mutlakan uzamak maʹnâsınadır; yukâlu: نَسَعَ الشَّيْءُ نُسُوعًا إِذَا طَالَ Ve Yemâme’de bir kasrın adıdır.
اَلنِّسْعُ [en-nisʹ] (nûn’un kesriyle) Yassı kayıştan olan semer kolanına denir; bir kıtʹasına yaʹnî birine نِسْعَةٌ [nisʹat] denir. Cemʹi نُسْعٌ [nusʹ] gelir,nûn’un zammıyla ve نِسَعٌ [nisaʹ] gelir, عِنَبٌ [ʹineb] vezninde ve أَنْسَاعٌ [ensâʹ] gelir ve نُسُوعٌ [nusûʹ] gelir nûn’un zammıyla ve ona نِسْعٌ [nisʹ] ıtlâkı tuluna mebnîdir. Ve
نِسْعٌ [nisʹ] Bilekçe ile el ayası beyninde olan en ve oynak yerine denir. Ve poyraz yeline denir مِسْعٌ [misʹ] gibi; yukâlu: رِيحٌ نِسْعِيَّةٌ أَيْ شَمَالِيَّةٌ Ve
نِسْعٌ [Nisʹ] Bir belde adıdır, yâhûd bir kara dağın adıdır.
اَلنِّسَعُ [en-nisaʹ] (nûn’un kesri ve sîn’in fethiyle) Kezâlik cemʹi.
اَلنِّسْعُ [en-nisʹ] (nûn’un kesri ve sîn’in sükûnuyla) Cemʹi, kolanlar maʹnâsına. Ve
نِسْعٌ [nisʹ] ve مِسْعٌ [misʹ] (mîm’in kesriyle) Şemâl yelinin ismidir, Aṡmaʹî rivâyeti üzere.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı