اَلْهَبُّورُ [el-hebbûr] (تَنُّورٌ [tennûr] vezninde) Hurde karıncaya denir.
اَلْهَبُورُ [el-hebûr] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Örümcek dedikleri böceğe ıtlâk olunur, عَنْكَبُوتٌ [ʹankebût] gibi.
اَلْهُبُورُ [el-hubûr] (zammeteynle) Cemʹi, düz yerler maʹnâsına. Ve baʹzılar eyitti: هُبُورٌ [hubûr] şol düz alanlardır ki kiçirek tepeler arasında vâkiʹ olmuştur. Ve Ṡurâḩ sâhibi ʹazîm kayalardır ki kiçirek dağlar arasında vâkiʹ olmuştur diye tefsîr etmiş. Ve bu ihtilâf Ṡiḩâḩ’ın nüshaları muhtelif olduğuna binâ΄endir. Baʹzı nüshada صُحُونٌ ve baʹzı nüshada صُخُورٌ vâkiʹ olmuştur ve lâkin asahh evvelkidir, zîrâ صُخُورٌ maʹnâsı sâ΄ir lügatte bulunmamıştır. Ve hem sâhib-i Ṡurâḩ bu makâmda “senghâ-yı büzürg ber-püşthâ” dediği Ṡiḩâḩ’a muhâlif olduğu hafî değildir, zîrâ Cevherî بَيْنَ الرَّوَابِي demiştir,عَلَى الرَّوَابِي dememiştir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı