اَلْهَذَبُ [el-hežeb] (fethateynle) Bir nesnenin sâfî ve hâlis ve nâb olmasına denir; yukâlu: مَا فِي مَوَدَّتِهِ هَذَبٌ أَيْ صَفَاءٌ وَخُلُوصٌ
اَلْهَذْبُ [el-hežb] (جَذْبٌ [cežb] vezninde) Ağaç ve sâ΄ir nesnenin zevâ΄idini katʹ ve izâle ile ıslâh edip pâkîze ve hâlis ve münakkah eylemek maʹnâsınadır ki revnak ve letâfet ve hüsn-i kıyâfete ifrâg olunur. Fârisîde bu maʹnâ pîrâsten lafzıyla taʹbîr olunur; yukâlu: هَذَبَ الشَّجَرَ وَغَيْرَهُ هَذْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَطَعَهُ وَنَقَّاهُ وَأَخْلَصَهُ وَأَصْلَحَهُ Ve hurmâ ağacından lîfleri izâle ile pâkîze ve revnak-dâr eylemek maʹnâsınadır ki bu hâss olur; yukâlu: هَذَبَ النَّخْلَةَ إِذَا نَقَّى عَنْهَا اللِّيفَ Ve akmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَذَبَ الشَّيْءُ إِذَا سَالَ Ve
هَذْبٌ [hežb] ve
هَذَابَةٌ [hežâbet] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) Yürümekte ve sâ΄ir işte sürʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: هَذَبَ الرَّجُلُ وَغَيْرُهُ هَذْبًا وَهَذَابَةً إِذَا أَسْرَعَ Ve kavm ve cemâʹat beyninde güft-gû ve çığıltı çoğalmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَذَبَ الْقَوْمُ إِذَا أَكْثَرَ لَغَطُهُمْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı