اَلْهَدْنَةُ [el-hednet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Çisinti yağmura denir; yukâlu: مَطَرَتْ هَدْنَةٌ أَيْ مَطَرٌ ضَعِيفٌ قَلِيٌل
اَلْهُدْنَةُ [el-hudnet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) İsmdir, barışığa denir; yukâlu: وَقَعَتْ بَيْنَهُمْ هُدْنَةٌ أَيْ صُلْحٌ Ve râhat ve sükûn ve âsâyiş maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْهُدْنَةُ [el-hudnet] (hâ’nın zammı ve dâl’ın sükûnuyla) İsmdir, sükûn maʹnâsından ve musâlaha maʹnâsından; ve minhu kavluhum: “هُدْنَةٌ عَلَى دَخَنٍ” أَيْ سُكُونٌ عَلَى غِلٍّ Ve دَخَنٌ [deḣan] tütündür, دُخَانٌ [duḣân] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı