el-heffât ~ اَلْهَفَّاتُ

Kamus-ı Muhit - الهفات maddesi

اَلْهَفْتُ [el-heft] (hâ’nın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) ve

اَلْهُفَاتُ [el-hufât] (hâ’nın zammıyla) Bir nesne hiffetinden nâşî dağılıp uçmak maʹnâsınadır, kuş tüyleri gibi; yukâlu: هَفَتَ الشَّيْءُ هَفْتًا وَهُفَاتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَطَايَرَ لِخِفَّتِهِ Ve endîşe ve tefekkürsüz, lisâna ne gelirse kesret üzere söz söylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur, değirmen çakçakası gibi yâhûd kule bâgçesinden boşanmış ayı gibi; yukâlu: هَفَتَ الرَّجُلُ إِذَا تَكَلَّمَ كَثِيرًا بِلاَ رَوِيَّةٍ Ve rîze rîze ve hurde hurde olup aşağıya doğru dökülüp düşmek maʹnâsınadır, dağdan taşlar pârelenip düştüğü gibi; yukâlu: هَفَتَ الشَّيْءُ إِذَا انْخَفَضَ وَاتَّضَعَ وَدَقَّ Ve

هَفْتٌ [heft] İsm olur, etrâfına nisbet düz ve oturaklı arza denir. Ve sürʹatle inip dökülen sağanaklı yağmura ıtlâk olunur. Ve humk-ı vâfir maʹnâsınadır; yukâlu: فِيهِ هَفْتٌ أَيْ حُمْقٌ وَافِرٌ

Vankulu Lugatı - الهفات maddesi

اَلْهَفَّاتُ [el-heffât] (hâ’nın fethi ve fâ’nın teşdîdiyle) Ahmak demektir, لَفَّاتٌ [leffât] maʹnâsına.

اَلْهَفْتُ [el-heft] ve

اَلْهُفَاتُ [el-hufât] (hâ’nın fethiyle evvelde ve zammıyla sânîde) Bir nesne hiffetinden dağılıp uçmak; yukâlu: هَفَتَ الشَّيْءُ هَفْتًا وَهُفَاتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ تَطَايَرَ Ve her şey΄ ki alçak olsa هَفَتَ ذَلِكَ الشَّيْءُ derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı