el-ḩales ~ اَلْحَلَسُ

Kamus-ı Muhit - الحلس maddesi

اَلْحَلَسُ [el-ḩales] (fethateynle) Devenin sırtında çul gelecek yerinin levni devenin levn-i aslîsine muhâlif olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَلِسَ الْبَعِيرُ حَلَسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ مَوْضِعُ حِلْسِهِ مُخَالِفًا لِلَوْنِهِ

اَلْحَلِسُ [el-ḩalis] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bu dahi kumar oklarının dördüncüsüne denir. Ve bahâdır adama denir; yukâlu: رَجُلٌ حَلِسٌ أَيْ شُجَاعٌ Ve harîs kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ حَلِسٌ أَيْ حَرِيصٌ

اَلْحَلْسُ [el-ḩals] (ḩâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Davara çul örtmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَسَ الْبَعِيرَ حَلْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا غَشَّاهُ بِحِلْسٍ Ve bulut çok zaman yağmur yağdırmak maʹnâsına müstaʹmeldir ki her yere çul kaplar gibi ihâta eder; yukâlu: حَلَسَتِ السَّمَاءُ إِذَا دَامَ مَطَرُهَا Ve

حَلْسٌ [ḩals] ʹAhd ve peymâna denir; ḩâ’nın kesriyle de lügattir; yukâlu: بَيْنَهُمُ الْحَلْسُ أَيِ الْعَهْدُ وَالْمِيثَاقُ Ve mevâşî zekâtını alan ʹâmil farîza yerine nakd akçe almak maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَسَ الْمُصَدِّقُ إِذَا أَخَذَ النَّقْدَ مَكَانَ الْفَرِيضَةِ Ve bir nesneye aslâ münfekk olmamak üzere mülâzım olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَسَ فِي هَذَا الْأَمْرِ إِذَا لَزِمَهُ وَلَصِقَ بِهِ

اَلْحِلْسُ [el-ḩils] (ḩâ’nın kesriyle) Çula denir ki gâh devenin semeri altından sırtına vazʹ ederler ve gâh hasır gibi bisât-ı ceyyide altına bast ederler; fethateynle de câ΄izdir. Cemʹi أَحْلاَسٌ [aḩlâs] ve حُلُوسٌ [ḩulûs] gelir ve حِلَسَةٌ [ḩileset] gelir عِنَبَةٌ [ʹinebet] vezninde; yukâlu: قَعَدَ عَلَى الْحِلْسِ وَهُوَ كِسَاءٌ عَلَى ظَهْرِ الْبَعِيرِ تَحْتَ الْبَرْدَعَةِ وَيُبْسَطُ فِي الْبَيْتِ تَحْتَ حُرِّ الثِّيَابِ Ve kumar oklarının dördüncüsüne denir. Ve kebîr adama ıtlâk olunur. Ve dâ΄imâ hânesinde karâr edip gayrı mahalle gitmez olan kimseye ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ حِلْسُ بَيْتِهِ إِذَا لَمْ يَبْرَحْ مَكَانَهُ

Vankulu Lugatı - الحلس maddesi

اَلْحَلِسُ [el-ḩalis] (ḩâ’nın fethi ve lâm’ın kesriyle) Bahâdır olan kimse, شُجَاعٌ [şucâʹ] maʹnâsına. Ve

حَلِسٌ [ḩalis] Harîs olan kimseye de derler.

اَلْحِلْسُ [el-ḩils] (ḩa’nın kesri ve lâm’ın sükûnuyla) Şol şâldır ki deve çulunun altında olur. Ve ḩâ’nın ve lâm’ın fethiyle dahi lügattır, شِبْهٌ [şibh] شَبَهٌ [şebeh] مِثْلٌ [mišamp;l] ile مَثَلٌ [mešamp;el] gibi. Ve

حِلْسٌ [ḩils] Kumar oklarının dördüncüsüne dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı