el-bužur ~ اَلْبُذُرُ

Kamus-ı Muhit - البذر maddesi

اَلْبَذَرُ [el-bežer] (fethateynle) Zikr olunan تَبْذِيرٌ [tebžîr]den me΄hûzdur, شَذَرَ [şežere] kelimesine mürekkeben istiʹmâl olunur ki o dahi teferruk maʹnâsından masûgdur, müteferrik maʹnâsına müstaʹmellerdir; yukâlu: تَفَرَّقُوا شَذَرَ بَذَرَ أَيْ فِي كُلِّ وَجْهٍ يَعْنِي مُتَفَرِّقِينَ فِي كُلِّ جِهَةٍ Ve terkîb-i mezbûr hâl mevkiʹindedir ve cüz΄eyni mebnîdir, zîrâ cüz΄-i sânî harf-i ʹatf-ı takdîrîyi mutazammındır. Ve bunlarda şîn’in ve bâ’nın kesriyle de zebân-zeddir. Ve terkîb merkûm ve وَقَعُوا حَيْصَ بَيْصَ Ve لَقِيتُهُ كَفَّةَ كَفَّةَ وَصَحْرَةَ بَحْرَةَ ve تَفَرَّقُوا شَغَرَ بَغَرَ terkîbleri zikr olunan vech üzeredirler ve gâhca bâ’yı mîm’e ibdâlle شَذَرَ مَذَرَ dahi derler.

اَلْبَذِرُ [el-bežir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْبَيْذَارُ [el-beyžâr] (بَيْطَارٌ [beyṯâr] vezninde) ve

اَلْبَيْذَارَةُ [el-beyžâret] (hâ’yla) ve

اَلتِّبْذَارُ [et-tibžâr] (tâ’nın kesriyle) ve

اَلْبَيْذَرَانِيُّ [el-beyžerâniyy] (حَيْدَرَانِيٌّ [ḩayderâniyy] vezninde) Çok sözlü pür-gûy adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ بَذِرٌ وَبَيْذَارٌ وَبَيْذَارَةٌ وَتِبْذَارٌ وَبَيْذَرَانِيٌّ أَيْ كَثِيرُ الْكَلاَمِ Ve

بَذِرٌ [bežr] Bereketli nesneye ıtlâk olunur; yukâlu: طَعَامٌ بَذِرٌ أَيْ فِيهِ بُذَارَةٌ

اَلْبَذْرُ [el-bežr] (bâ’nın fethi ve žâl-ı muʹcemenin sükûnuyla) Mutlakâ zirâʹat için ʹazl ve ifrâz olunan hubûbâta denir ki tohum taʹbîr olunur.

Vankulu Lugatı - البذر maddesi

اَلْبُذُرُ [el-bužur] (zammeteynle) Cemʹi; yukâlu: قَوْمٌ بُذُرٌ كَمَا يُقَالُ صَبُورٌ وَصُبُرُ

اَلْبَذْرُ [el-bežr] (bâ’nın fethi ve žâl-ı muʹcemenin sükûnuyla) Tohum ve tohumu ekmeğe dahi derler; yukâlu: بَذَرْتُ الْبَذْرَ أَيْ زَرَعْتُهُمِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve

بَذْرٌ [bežr] Her cânibe dağılmak mahallinde dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: تَفَرَّقَتْ إِبِلُهُ شَذْرَ بَذْرَ إِذَا تَفَرَّقَتْ فِي كُلِّ وَجْهٍ Ve شَذْرٌ [şežr] dahi şîn-i muʹcemenin fethiyle ve žâl-ı muʹcemenin sükûnuyla kezâlik dağılmak maʹnâsına. Ve شَذْرٌ [şežr] inci dânesine ıtlâk olunur, بَذْرٌ [bežr] tohum dânesine ıtlâk olunduğu gibi, gâlibâ dağılmak maʹnâsına bunlardan intikâl olunur. Ve

بَذْرٌ [bežr] İtbâʹ tarîkiyle dahi istiʹmâl olunur. Ferrâ eyitti: كَثِيرٌ بَذِيرٌ derler, بَثِيرٌ [bešamp;îr] dedikleri gibi, yâ lügat ola yâhûd لُثْغَةٌ [lušamp;ġat] ola. Ve لُثْغَةٌ [lušamp;ġat] lâm’ın zammı ve šamp;â-i müsellesenin sükûnuyla ve ġayn-ı muʹceme ile dil peltek olmak maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı