ez-zeft ~ اَلزَّفْتُ

Kamus-ı Muhit - الزفت maddesi

اَلزَّفْتُ [ez-zeft] (zâ’nın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَفَتَ اْلإِنَاءَ زَفْتًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا مَـلَأَهُ Ve bir kimseye gayz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: زَفَتَ فُلاَنًا إِذَا غَاظَهُ Ve kovmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَفَتَهُ إِذَا طَرَدَهُ Ve dâbbe sürmek, sevk maʹnâsınadır. Ve defʹ ve menʹ maʹnâlarınadır. Ve bir kimseye mihnet ve şiddet yetiştirmek, irhâk maʹnâsınadır. Ve renc ve zahmet verip yormak, itʹâb maʹnâsınadır. Ve doldurmak maʹnâsından me΄hûzdur ki زَفَتَ الْحَدِيثَ فِي أُذُنِهِ derler, أَفْرَغَهُ maʹnâsına.

اَلزِّفْتُ [ez-zift] (zâ’nın kesriyle) قَارٌ [ḵâr] ismidir ki Türkîde dahi zift ile müteʹâreftir. Mü΄ellif gerçi قَارٌ [ḵâr]ı قِيرٌ [ḵîr] ile ve قِيرٌ [ḵîr]i ihtilâf üzere tefsîr eylemiştir, lâkin müfredâtta قَارٌ [ḵâr] ve قِيرٌ [ḵîr] kara sakız ile müfesserdir ki aslı ʹIrâḵ diyârında ıssı sulardan kaynayıp çıkar; müʹnakid oldukta zift gibi bir nesne olur. Ve zift, çam ağaçlarından hâsıl olur. İki nevʹdir, biri ratb ve biri yâbisdir. Yâbis olan dahi yâ matbûhtur, yâ bi-nefsihi müncemid olur. Eşcârdan bi-nefsihi seyelân edene zift derler; tabh ve sınâʹatle olan katrân derler. Ve

زِفْتٌ [zift] Bir devâ΄ yaʹnî bir dârû ismidir ki edviyedendir ve bu kara sakız dedikleri nesne olacaktır ki merhemlere de idhâl olunur, zift-i bahrî dahi derler. Ve sâ΄ir havâssı dahi vardır. Bahre nisbeti yerden neft yağı gibi kaynayıp çıktığı münâsebetine mebnîdir.

Vankulu Lugatı - الزفت maddesi

اَلزِّفْتُ [ez-zift] (zâ’nın kesriyle) Kara sakız, قِيرٌ [ḵîr] maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı