الشَّقْءُ [eş-şaḵ΄] (şîn’in fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) ve
الشُّقُوءُ [eş-şuḵû΄] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Devenin ve sâ΄ir hayvânın azı dişi sürüp çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَقَأَ نَابُهُ شَقْئًا وَشُقُوءًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا طَلَعَ Ve bir kimsenin başını yarmak, ʹalâ-kavlin başının saçlarını tarak ile tarayıp iki tarafa bölüp dağıtmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَقَأَ رَأْسَهُ إِذَا شَقَّهُ أَوْ فَرَقَهُ يَعْنِي شَعْرَ رَأْسِهِ بِالْمِشْقَإِ Ve bir kimsenin tepesine vurmak yâ dokunmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَقَأَ فُلاَنًا إِذَا أَصَابَ مَشْقِئَهُ
اَلشَّقْءُ [eş-şaḵ΄] (şîn’in fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) ve
اَلشُّقُوءَةُ [eş-şuḵû΄et] (zammeteynle) Devenin azısı zâhir olmak; yukâlu: شَقَأَ نَابُ الْبَعِيرِ إِذَا طَلَعَ Ve saçı taramak; yukâlu: شَقَأَ شَعْرَهُ بِالْمُشْطِ شَقْئًا أَيْ فَرَّقَهُ Ve bir kimsenin tepesine ʹasâ ile vurmak; yukâlu: شَقَأْتُهُ بِالْعَصَا شَقْئًا أَيْ أَصَبْتُ مَشْقَأَهُ أَيْ مَفْرِقَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı