اَلشَّقَّاءُ [eş-şaḵḵâ΄] (سَقَّاءُ [saḵḵâ΄] vezninde) أَشَقُّ [eşaḵḵ] lafzından mü΄ennestir. Ve Ḋubeyʹa b. Nizâr’a mahsûs bir kısrağın ismidir. Ve ferci vâsiʹ hayvâna denir; yukâlu: فَرَسٌ شَقَّاءُ أَيِ الْوَاسِعَةُ الْفَرْجِ
اَلشَّقَاوَةُ [eş-şeḵâvet] (سَمَاحَةٌ [semâḩat] vezninde) ve
اَلشَّقَا [eş-şeḵâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) Ve
اَلشَّقَاءُ [eş-şeḵâ΄] (بَقَاءٌ [beḵâ΄] vezninde) ve
اَلشَّقْوَةُ [eş-şaḵvet] (şîn’in fethi ve kesriyle) Bir kimse bed-baht olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَقِيَ الرَّجُلُ شَقَاوَةً وَشَقًا وَشَقَاءً وَشَقْوَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ ضِدُّ سَعِدَ Ve bu maʹnâda müteʹaddî olur; yukâlu: شَقَاهُ اللهُ تَعَالَى
اَلشَّقَاءُ [e-şeḵâ΄] (şîn’in fethi ve elifin meddiyle) Bed-baht olmak ki سَعَادَةٌ [saʹâdet]in mukâbilidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı