eş-şiḵžân ~ اَلشِّقْذَانُ

Kamus-ı Muhit - الشقذان maddesi

اَلشِّقْذَانُ [eş-şiḵžân] (şîn’in kesriyle) Mecmûʹ haşerât ve ehvâma ıtlâk olunur. Ve toy kuşunun ve bağırtlak kuşunun yavrularına denir.

اَلشَّقَذَانُ [eş-şaḵažân] (fetehâtla) ve

اَلشَّقِيذُ [eş-şaḵîž] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلشَّقِذُ [eş-şaḵiž] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Uyuyamaz olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ شَقَذَانٌ وَشَقِيذٌ وَشَقِذٌ إِذَا كَانَ لاَ يَكَادُ يَنَامُ Ve

شَقَذَانٌ [şaḵažân] ve

شَقِذٌ [şaḵiž] Bed-nazar adama denir ki her neye nazar eylese gözü isâbet eder ola, ʹalâ-kavlin şedîdü’l-basar ve serîʹü’l-isâbe olan kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ شَقَذَانٌ وَشَقِذٌ أَيْ يُصِيبُ النَّاسَ بِالْعَيْنِ أَوْ شَدِيدُ الْبَصَرِ سَرِيعُ اْلإِصَابَةِ Maʹlûm ola ki uyuyumaz olan adam şedîdü’l-basar olmakla baktığı nesneye gözü değer olur; semmiyyet-i çeşmi mûcib-i seher olmakla maʹâžallâhi taʹâlâ sâhibine dahi câlib-i zarardır. Ve nazarın vukûʹu eser ile sâbittir: “اَلْعَيْنُ حَقٌّ” gibi, niteki “Göz insânı kabre ve deveyi kıdre idhâl eder” derler ve o göze عَيْنُ الْكَمَالِ taʹbîr ederler. Selefte Kemâl nâm bir adam gözü pek değer imiş. Yâhûd nazar her şey΄in kâmiline taʹalluk eylediğine mebnîdir. Ve onun isâbeti sâhibinin denâ΄et ve habâsetine göre değildir; sulehâda dahi vukûʹu câ΄izdir. Hattâ nefy mes΄elesiyle ʹamel olunmamıştır. Ashâb-ı kirâmdan baʹzılarda vukûʹu ve insân-ı ʹaynü’l-insân ʹaleyhi salâtu’r-Raḩmân hazretlerinin ʹitâbı ve vakt-i nazarda hâli’z-zihn ve muʹceb bulunmayıp zâkir bulunup بَارَكَ اللهُ [bârekallâh] ve مَا شَاءَ اللهُ [mâ şâ΄allâh] gibi, niçin zikrullâh lisânınızdan cârî olmaz diye taʹlîm buyurdukları vâkiʹdir. Maʹa’l-gaflet zihn hâletine taʹaccüb lâhik olduğu anda nazar ile ʹayn-ı ʹâyinden bir tîr-i mesmûm gibi rişte-i bâsıra mümtedd ve maʹyûna vâsıl olup der-hâl müte΄essir ve o hâlet zâhir olur. Ve bu, kuvvet-i nefsiyye-i insân eseridir. Ve hasûd-bi’t-tabʹ olan kimse cibillî bed-nazar olur: “حَصَنْتُ نَفْسِي وَحَصَنْتُكُمْ بِالْحَيِّ الْقَيُّومِ الَّذِي لاَ يَمُوتُ أَبَدًا وَدَفَعْتُ عَنِّي وَعَنْكُمُ السُّوءَ بِأَلْفِ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ” eser ile sâbit bir hısn-ı maʹnevî ve ʹakib-i erneb üstühânı dâ΄imâ üzerinde bulunmak sihr ve nazar isâbetine siper-i suverî olduğu mücerrebdir ve pîşânî-i sabîye bir elif yazılmak havâstandır. İntehâ. Ve

شَقَذَانٌ [şaḵažân] حِرْبَاءٌ [ḩirbâ] ismidir ki kaya keleri dedikleri cânverdir. Cemʹi شِقْذَانٌ [şiḵžân] gelir şîn’in kesriyle. Ve kurda denir, ذِئْبٌ [ži΄b] gibi; bunda şîn’in kesriyle de lügattir.

Vankulu Lugatı - الشقذان maddesi

اَلشِّقْذَانُ [eş-şiḵžân] (şîn’in kesri ve ḵâf’ın sükûnuyla) شِقْذٌ [şiḵž]in cemʹidir kertenkele yavruları maʹnâsına, صِنْوٌ [ṡinv] ile صِنْوَانٌ [ṡinvân] gibi. Ve صِنْوٌ [ṡinv] ṡâd-ı mühmelenin kesri ve nûn’un sükûnuyla hurmâ dibinden çıkan fidana derler.

اَلشَّقَذَانُ [eş-şeḵažân] (fethateynle) Şol kimsedir ki uyku uyumaya ve gözü değer ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı