اَلصُّلُودُ [eṡ-ṡulûd] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Çakmaktan ses çıkıp âteş çıkmaz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَلَدَ الزَّنْدُ صُلُودًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَوَّتَ وَلَمْ يُورِ
اَلصَّلُودُ [eṡ-ṡalûd] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) صَلْدٌ [ṡald] gibi bu dahi terlemez olan ata denir ki zemîmedir. Ve
صَلُودٌ [ṡalûd] Yalnız, münferid nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ صَلُودٌ أَيْ مُنْفَرِدٌ Ve dibi kalın olmakla geç kaynar olan çömleğe ve tencereye denir; yukâlu: قِدْرٌ صَلُودٌ أَيِ الْبَطِيئَةُ الْغَلْيِ Ve sütü az olan nâkaya ıtlâk olunur; yukâlu: نَاقَةٌ صَلُودٌ أَيْ بَكِيئَةٌ Ve havf ve fezaʹından dağa firâr ve suʹûd eden adama denir.
اَلصُّلُودُ [eṡ-ṡulûd] (zammeteynle) Çakmak taşının âteşsiz âvâzı çıkmak; yukâlu: صَلَدَ الزَّنْدُ يَصْلِدُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي صُلُودًا إِذَا صَوَّتَ وَلَمْ يُخْرِجْ نَارًا
اَلصَّلُودُ [eṡ-ṡalûd] (ṡâd’ın fethi ve lâm’ın zammıyla) Şol çömlektir ki geç kaynar ola. Ve şol attır ki terlemeye. Ve şol nâkadır ki sütü az vere.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı