اَلْعَبَثُ [el-ʹabešamp;] (fethateynle) Laʹib ve lehv eylemek maʹnâsınadır ki bî-fâ΄ide ʹamelden ʹibârettir; yukâlu: عَبَثَ الرَّجُلُ عَبَثًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا لَعِبَ
اَلْعَبْثُ [el-ʹabšamp;] (مَكْثٌ [mekšamp;] vezninde) Katıp karıştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَبَثَ الشَّيْءَ بِالشَّيْءِ عَبْثًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا خَلَطَهُ بِهِ Ve عَبِيثَةٌ [ʹabîšamp;et] ittihâz eylemek maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru; yukâlu: عَبَثَ الرَّجُلُ إِذَا اتَّخَذَ الْعَبِيثَةَ
اَلْعَبَثُ [el-ʹabešamp;] (fethateynle) Oynamak, laʹib maʹnâsına; yukâlu: عَبَثَ يَعْبِثُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
اَلْعَبْثُ [el-ʹabšamp;] (bâ’nın kezâlik sükûnuyla) Karıştırmak, halt maʹnâsına; yukâlu: عَبَثَهُ يَعْبِثُهُ عَبْثًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve
عَبْثٌ [ʹabšamp;] عَبِيثَةٌ [ʹabîšamp;et] ittihâz etmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı