اَلْفَدُورُ [el-fedûr] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Bu dahi sarp dağlarda îvâ eden dağ keçisine denir.
اَلْفَدْرُ [el-fedr] (غَدْرٌ [ġadr] vezninde) ve
اَلْفُدُورُ [el-fudûr] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Aygır at ve buğur deve kısmı dişiye çok varmaktan süst olup yorşumakla ibâ eder olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَدَرَ الْفَحْلُ فَدْرًا وَفُدُورًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا فَتَرَ عَنِ الضِّرَابِ وَعَدَلَ Ve pişmiş et soğumak maʹnâsınadır; yukâlu: فَدَرَ اللَّحْمُ إِذَا بَرَدَ وَهُوَ طَبِيخٌ
اَلْفَدُورُ [el-fedûr] (fâ’nın fethi ve dâl’ın zammıyla) Kezâlik yaban keçisi maʹnâsına. Ve bu makâmda sâhib-i Ṡurâḩفَادِرٌ [fâdir]i ve فَدُورٌ [fedûr]u nahcîr ile tefsîr etmiştir münâsib değildir, zîrâ nahcîr mutlakan sayd maʹnâsınadır.
اَلْفُدُورُ [el-fudûr] (zammeteynle) Erkek dişiye varmada süst olmak; yukâlu: فَدَرَ الْفَحْلُ يَفْدِرُ فُدُورًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا جَفَرَ وَعَدَلَ عَنِ الضِّرَابِ Ve جُفُورٌ [cufûr] zammeteynle cîm’le ve fâ’yla ve râ-i mühmele ile erkek dişiye çok varmakla süst olup ʹudûl etmek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı