اَلْفَصْفَصَةُ [el-faṡfeṡat] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Tîz tîz söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَصْفَصَ الْكَلاَمَ إِذَا عَجَلَ فِيهِ Ve bir haberi künh ve hakîkatiyle vukûʹu üzere edâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَصْفَصَ الْخَبَرَ إِذَا أَتَى بِهِ حَقًّا
اَلْفِصْفِصَةُ [el-fiṡfiṡat] (fâ’ların kesriyle) Yonca taʹbîr olunan nebâta denir, Fârisîde ispist denir; فَصَافِصُ [feṡâfiṡ] cemʹidir.
اَلْفَصْفَصَةُ [el-faṡfeṡat] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) Bir nesneden bir nesneyi fasl edip ayırmak.
اَلْفِصْفِصَةُ [el-fiṡfiṡat] (fâ’ların kesri ve ṡâd’ın sükûnuyla) Yonca ki nebâtât kısmındandır, رَطْبَةٌ [raṯbet] maʹnâsına. Ve فِصْفِصَةٌ [fiṡfiṡat]in aslı isfesttir ki lisân-ı Fârisîde isfest yoncaya derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı