el-faṯ΄ ~ اَلْفَطْءُ

Kamus-ı Muhit - الفطء maddesi

الْفَطْءُ [el-faṯ΄] (fâ’nın fethi ve ṯa’nın sükûnuyla) حَطْءٌ [ḩaṯ΄] kelimesine cemîʹ-i maʹnâlarında mürâdiftir. Ve حَطْءٌ [ḩaṯ΄] ḩâ-yı mühmele iledir, niteki mevkiʹinde zikr olundu; yukâlu: فَطَأَهُ فَطْئًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ أَيْ حَطَأَهُ فِي مَعَانِيهَا Ve

فَطْءٌ [faṯ΄] Bir nesneyi ufatmak ve hurd haşhâş eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَطَأَ الشَّيْءَ فَطْئًا إِذَا شَدَخَهُ Ve bir kimseye hoşlanıp hazz eylemediği iş eylemek; yâ o makûle işte bulunmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَطَأَ الْقَوْمُ إِذَا رَكِبَهُمْ بِمَا لاَ يُحِبُّونَ Ve deveye pek ağır yük yüklemekle belini bastırmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَطَأَ ظَهْرَ بَعِيرِهِ فَطْئًا إِذَا حَمَلَ عَلَيْهِ حِمْلاً ثَقِيلاً فَاطْمَأَنَّ وَدَخَلَ

Vankulu Lugatı - الفطء maddesi

اَلْفَطْءُ [el-faṯ΄] (fâ’nın fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Bir kimsenin arkasına vurmak; yukâlu: فَطَأَهُ إِذَا ضَرَبَهُ عَلَى ظَهْرِهِ Ve cimâʹ maʹnâsına da gelir. Ve yere bırakmağa dahi derler; yukâlu: فَطَأَ بِهِ الْأَرْضَ أَيْ صَرَعَهُ Ve atmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: فَطَأَ بِسَلْحِهِ أَيْ رَمَى بِهِ Ve سَلْحٌ [selḩ] feth-i sîn’le kuş necâsetine derler. Ve فَثَأٌ [fešamp;e΄] dahi lügattir, šamp;â ile. Ve yellenmek maʹnâsına da gelir, hurûcu’r-rîh mine’d-dubur gibi; yukâlu: فَطَأَ بِهَا إِذَا حَبَقَ Ve içi boş nesneyi ufatmağa dahi derler; tekûlu: فَطَأْتُ الشَّيْءَ إِذَا شَدَخْتَهُ أَيْ كَسَرْتَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı