el-Kellâ΄ ~ اَلْكَلَّاءُ

Kamus-ı Muhit - الكلاء maddesi

الْكَلْءُ [el-kel΄] (kâf’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) ve

الْكِلاَءَةُ [el-kilâ΄et] ve

الْكِلاَءُ [el-kilâ΄] (kâf’ların kesriyle) Hıfz ve hirâset eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَأَهُ كَلْئًا وَكِلاَءَةً وَكِلاَءً مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا حَرَسَهُ Ve vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَأَهُ بِالسَّوْطِ إِذَا ضَرَبَهُ بِهِ Ve edâ-yı deyn müte΄ahhir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَأَ الدَّيْنُ إِذَا تَأَخَّرَ Ve yerin otu çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَأَتِ الأَرْضُ إِذَا كَثُرَ كَلَؤُهَا Ve bir nesneye gözüyle muhâfaza eder gibi döne döne nazar eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَأَ بَصَرَهُ فِي الشَّيْءِ إِذَا رَدَّدَهُ Ve ʹömr uzayıp nihâyet ve kusvâya erişmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَلَأَ عُمُرُهُ إِذَا انْتَهَى

الْكَلاَّءُ [el-kellâ΄] (كَتَّانٌ [kettân] vezninde ) İskeleye denir ki gemilerin karârgâhıdır. Ve limana da ıtlâk olunur, hıfz ve hirâset maʹnâsındandır; yukâlu: بَلَغَتِ السَّفِينَةُ الْكَلاَّءَ أَيِ الْمَرْفَأَ Ve

كَلاَّءُ [Kellâ΄] Baṡra’da bir mevziʹ adıdır. Ve kelime-i mezbûre mü΄ennes ve gayr-i munsarıftır ve tezkîr ve insirâfı câ΄izdir. Vech-i evvel vezni فَعْلاَءُ [faʹlâ΄] olmağa ve sânî فَعَّالٌ [faʹʹâl] olmağa mebnîdir. Ve

كَلاَّءٌ [kellâ΄] Her nehrin sâhiline ıtlâk olunur ki yalı taʹbîr olunur.

Vankulu Lugatı - الكلاء maddesi

اَلْكَلَّاءُ [el-Kellâ΄] (müşeddedeten ve memdûdeten) Baṡra’da bir yerin adıdır ki onda gemileri habs edip saklarlar; müzekker ve mü΄ennes istiʹmâl olunur. Ve kâle Sîbeveyhi: هُوَ فَعَّالٌ مِثْلُ جَبَّارٍ بِالتَّشْدِيدِ وَالْمَعْنَى أَنَّ الْمَوْضِعَ يَدْفَعُ الرِّيحَ عَنِ السُّفُنِ وَيَحْفَظُهَا وَهُوَ عَلَى هَذَا مُذَكَّرٌ مَصْرُوفٌ Ve kâle’l-Aṡmaʹî: اَلْكَلَّاءُ وَالْمُكَلَّأُ مَوْضِعٌ تَرْفَأُ فِيهِ السُّفُنُ وَهُوَ سَاحِلُ كُلِّ نَهْرٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı