el-lebbâs ~ اَللَّبَّاسُ

Kamus-ı Muhit - اللباس maddesi

اَللَّبَّاسُ [el-lebbâs] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Libâsı çok yâhûd libâs giymesi çok adama denir; yukâlu: رَجُلٌ لَبَّاسٌ أَيْ كَثِيرُ اللِّبَاسِ أَوِ اللُّبْسِ وَلاَ تَقُلْ مُلَبِّسٌ كَمُحَدِّثٍ

اَللِّبَاسُ [el-libâs] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Giyilecek câmeye denir; yukâlu: عَلَيْهِ لِبَاسٌ حَسَنٌ وَهُوَ مَا يُلْبَسُ Ve zevc ve zevceden her birine ıtlâk olunur, her biri âheri teʹâtî-i kabîhten menʹ eylediği için; ve kavluhu taʹâlâ: ﴿وَلِبَاسُ التَّقْوَى﴾ اَلْآيَة أَيِ الْإِيمَانُ أَوِ الْحَيَاءُ أَوْ سَتْرُ الْعَوْرَةِ Ve kezâ kavluhu taʹâlâ: ﴿فَأَذَاقَهَا اللهُ لِبَاسَ الْجُوعِ﴾ اَلْآيَة لَمَّا بَلَغَ بِهِمُ الْجُوعُ الْغَايَةَ ضَرَبَ لَهُ اللِّبَاسَ مَثَلاً لِاشْتِمَالِهِ Gûyâ ki لِبَاسٌ [libâs] gibi açlık onları muhît ve müstevʹib olmuştur. Ve

لِبَاسٌ [libâs] İhtilât ve ictimâʹ maʹnâlarınadır; yukâlu: بَيْنَهُمْ لِبَاسٌ أَيِ اخْتِلاَطٌ وَاجْتِمَاعٌ

Vankulu Lugatı - اللباس maddesi

اَللَّبَّاسُ [el-lebbâs] (lâm’ın fethi ve bâ’nın teşdîdiyle) Ehl-i telbîs olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ لَبَّاسٌ وَلَا تَقُلْ مُلَبِّسٌ

اَللِّبَاسُ [el-libâs] (lâm’ın kesriyle) Giyilen nesne. Ve

اَلْمَلْبَسُ [el-melbes] (mîm’in ve bâ’nın fethiyle) Bi-maʹnâhu. Ve

اَللِّبْسُ [el-libs] (lâm’ın kesri ve bâ’nın sükûnuyla) Kezâlik bi-maʹnâhu. Ve

لِبْسٌ [libs] Örtü maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: لِبْسُ الْكَعْبَةِ وَلِبْسُ الْهَوْدَجِ لِمَا عَلَيْهِمَا مِنْ لِبَاسٍ Ve لِبَاسٌ [libâs] İmre΄eye ve imre΄enin zevcine dahi ıtlâk olunur; kâlallâhu taʹâlâ: ﴿هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَأَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّ﴾ (البقرة 187) Ve hayâya dahi ﴿لِبَاسُ التَّقْوَى﴾ (الأعراف 26) derler. Tefsîr-i şerîfte bu vech üzere vârid olmuştur. Ve baʹzılar eyitti لِبَاسُ التَّقْوَى galîz olup haşîn ve kasîr olan giysidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı