اللَّتْءُ [el-let΄] (lâm’ın fethi ve tâ-yı fevkiyyenin sükûnuyla) Bir kimsenin göğüsüne vurup öte kakmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَأَهُ فِي صَدْرِهِ لَتْئًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا دَفَعَهُ Ve atmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَأَهُ أَيْ رَمَاهُ Ve cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَأَ الْمَرْأَةَ إِذَا جَامَعَهَا Ve eksiltmek, naks maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَأَ الشَّيْءَ إِذَا نَقَصَهُ Ve yellenmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَأَ الرَّجُلُ إِذَا ضَرِطَ Ve hadeslenmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَأَ إِذَا سَلَحَ Ve bir nesneye dikkatle dike dike bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَأَ إِلَيْهِ إِذَا حَدَّدَ النَّظَرَ إِلَيْهِ Ve doğurmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَتَأَتِ الْمَرْأَةُ أَيْ وَلَدَتْ
اَللَّتْءُ [el-let΄] (lâm’ın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Atmak, remy maʹnâsına; yukâlu: لَتَأْتُ الرَّجُلَ بِحَجَرٍ إِذَا رَمَيْتَهُ بِهِ Ve muhkem nazar etmeğe dahi derler, yukâlu: لَتَأْتُهُ بِعَيْنِي إِذَا أَحْدَدْتَ إِلَيْهِ النَّظَرَ Ve cimâʹ maʹnâsına da gelir; yukâlu: لَتَأْتُهَا أَيْ جَامَعْتُهَا Ve vilâdet maʹnâsında dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: لَتَأَتْ بِهِ أُمُّهُ أَيْ وَلَدَتْهُ ve yukâlu: لَعَنَ اللهُ أُمًّا لَتَأَتْ بِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı