اَللَّحَجُ [el-laḩac] (lâm’ın ve ḩâ-yı mühmelenin fethiyle) Kılıç kına ilişip yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحِجَ السَّيْفُ لَحَجًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا نَشِبَ فِي الْغِمْدِ Ve
لَحَجٌ [laḩac] Gözden akan çirk ve çapağa denir, غَمَصٌ [ġamaṡ] maʹnâsına.
اَللَّحِجُ [el-laḩic] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Daracık şey΄e ıtlâk olunur; yukâlu: مَكَانٌ لَحِجٌ أَيْ ضَيِّقٌ
اَللُّحْجُ [el-luḩc] (lâm’ın zammıyla) Hânenin bir köşesine denir; yukâlu: قَعَدَ فِي اللُّحْجِ أَيْ زَاوِيَةِ الْبَيْتِ Ve gözün dâ΄ire olan çukuruna denir ki hâne-i çeşm taʹbîr olunur, كِفَّةُ الْعَيْنِ [kiffetu’l-ʹayn] maʹnâsına, ona وَقْبَةٌ [vaḵbet] dahi denir, Türkîde gözün oyumu taʹbîr ederler. Bu maʹnâda lâm’ın fethiyle de câ΄izdir. Ve dağ diplerinde ve baʹzı derelerde olan şol delik tarzında çukura denir ki ağızı dar olup gerisi vâsiʹ olur. Cemʹi أَلْحَاجٌ [elḩâc] gelir.
اَللَّحْجُ [el-leḩc] (lâm’ın fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَجَهُ لَحْجًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ضَرَبَهُ Ve göz değirmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَجَهُ بِعَيْنِهِ إِذَا أَصَابَهُ بِهَا Ve sığınmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَجَ إِلَيْهِ إِذَا لَجَأَ Ve
لَحْجٌ [Laḩc] Sâhil-i Yemen’de ʹAden-i Ebyen kurbünde bir beldedir. Bânîsi olan Laḩc b. Vâ΄il b. Ḵaṯan ismiyle müsemmâdır.
اَللَّحِجُ [el-leḩic] (lâm’ın fethi ve ḩâ’nın kesriyle) Dar yer; yukâlu: مَكَانٌ لَحِجٌ أَيْ ضَيِّقٌ
اَللَّحْجُ [el-laḩc] (lâm’ın fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Kılıç kınına yapışmak; yukâlu: لَحِجَ السَّيْفُ وَغَيْرُهُ يَلْحَجُ لَحْجًا إِذَا نَشِبَ فِي الْغِمْدِ Yaʹnî kılıç kendi kınına yapışsa çıkmasa, لَصِبَ gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı