اَلنَّسَبُ [en-neseb] (fethateynle) ve
اَلنِّسْبَةُ [en-nisbet] (nûn’un kesri ve zammıyla) Hısımlığa denir, karâbet maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin peder tarafından olan karâbete mahsûstur; yukâlu. نَسَبٌ فِي بَنِي فُلاَنٍ وَنِسْبَةٌ أَيْ قَرَابَةٌ أَوْ فِي اْلآبَاءِ خَاصَّةً
اَلنَّسْبُ [en-nesb] (nûn’un fethi ve sîn’in sükûnuyla) ve
اَلنِّسْبَةُ [en-nisbet] (nûn’un kesri ve sîn’in sükûnuyla) Neseb zikr etmek; yukâlu: نَسَبْتُ الرَّجُلَ أَنْسُبُهُ نَسْبًا وَنِسْبَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا ذَكَرْتَ نَسَبَهُ
اَلنَّسَبُ [en-neseb] (fethateynle) Soy.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı