اَلسِّقَاطُ [es-siḵâṯ] (sîn’in kesriyle) Kezâlik düşmek. Ve
سِقَاطٌ [siḵâṯ] Kezâlik atın yavaş seğirtmesi. Ve
سِقَاطُ الْحَدِيثِ [siḵâṯu’l-ḩadîšamp;] Biri haber verirken biri sâkit olup haber veren sükût ettikte sâkit olan haber vermektir.
اَلسَّقَّاطُ [es-saḵḵâṯ] (sîn’in fethi ve ḵâf’ın teşdîdiyle) Şol kılıçtır ki vurulan nesneyi kesr ve kestiği nesneden evvel yere iner. Ve
سَقَّاطٌ [saḵḵâṯ] Kezâlik şol kimseye derler ki metâʹın yaramazını beyʹ eyler. Ve fi’l-hadîsi: “كَانَ لَا يَمُرُّ بِسَقَّاطٍ وَلَا صَاحِبِ بِيعَةٍ إِلَّا سَلَّمَ عَلَيْهِ” Ve بِيعَةٌ [bîʹat] bâ’nın kesri ve meddiyle بَيْعٌ [beyʹ]dendir, رِكْبَةٌ [rikbet] رُكُوبٌ [rukûb]dan ve جِلْسَةٌ [cilset] جُلُوسٌ [culûs]tan olduğu gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı