اَلشَّصُوصُ [eş-şeṡûṡ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Kıtlık ve kurak seneye denir; yukâlu: سَنَةٌ شَصُوصٌ أَيْ جَدْبَةٌ Ve koyu sütlü nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ شَصُوصٌ أَيِ الْغَلِيظَةُ اللَّبَنِ Cemʹi شَصَائِصُ [şeṡâ΄iṡ] ve شُصُصٌ [şuṡuṡ] gelir zammeteynle ve شِصَاصٌ [şiṡâṡ] gelir. Ve
شَصُوصٌ [şeṡûṡ] Sütü az nâkaya denir ki şâzz olarak أَشْصَاصٌ [eşṡâṡ] lafzından me΄hûzdur, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلشُّصُوصُ [eş-şuṡûṡ] (zammeteynle) Cemʹi; yukâlu: هُوَ شِصٌّ مِنَ الشُّصُوصِ Ve bu teşbîhen olur. Ve
شُصُوصٌ [şuṡûṡ] Maʹîşet teng olmağa dahi derler; yukâlu: شَصَّتْ مَعِيشَتُهُمْ شُصُوصًا إِذَا ضَاقَتْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı