ʹArrâm ~ عَرَّامٌ

Kamus-ı Muhit - عرام maddesi

عُرَامٌ [ʹUrâm] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve

عَرَّامٌ [ʹArrâm] (حَمَّامٌ [ḩammâm] vezninde) Esâmîdendir.

اَلْعُرَامُ [el-ʹurâm] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ʹAskerin hiddet ve şiddet ve kesretine denir; yukâlu: فِي هَذَا الْجَيْشِ عُرَامٌ أَيْ حِدَّةٌ وَشِدَّةٌ وَكَثْرَةٌ Ve عُرَامُ الْعَظْمِ [ʹurâmu’l-ʹażm] eti kemirilmiş kemiğe denir; yukâlu: عَظْمٌ عُرَامٌ أَيْ عُرَاقٌ Ve عُرَامُ الشَّجَرِ [ʹurâmu’ş-şecer] kabuğu soyulmuş ağaca denir. Ve عَوْسَجٌ [ʹavsec] dedikleri ağacın kavlayıp düşen kabuğuna denir. Ve عُرَامُ الرَّجُلِ [ʹurâmu’r-recul] kişinin bed-hûyluğuna ve çetinliğine ve küstâhlığına denir; yukâlu: بِهِ عُرَامٌ أَيْ شَرَاسَةٌ وَأَذًى Ve

عُرَامٌ [ʹurâm] ve

عَرَامَةٌ [ʹarâmet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Masdar olurlar, bed-hûy ve bed-mizâc olup dâ΄imâ nâsı kavlen ve fiʹlen âzürde eder olmak maʹnâsına; yukâlu: عَرَمَ الرَّجُلُ وَعَرُمَ عَرَامَةً وَعُرَامًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي وَالْخَامِسِ إِذَا اشْتَدَّ Ve oğlan ele avuca sığmayıp okta sapanda durmaz potur ve havâyî olmak yâhûd hîz ve küstâh olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَرَمَ الصَّبِيُّ عَلَيْنَا وَعَرُمَ إِذَا أَشِرَ وَمَرِحَ وَبَطِرَ أَوْ فَسَدَ

Vankulu Lugatı - عرام maddesi

اَلْعُرَامُ [el-ʹurâm] (ʹayn’ın zammı ve râ’nın fethi ve tahfîfiyle) Şol kemiktir ki etten ayrılmış ola, عُرَاقٌ [ʹurâḵ] gibidir veznen ve maʹnen. Ve

عُرَامٌ [ʹurâm] Bed-hû olmağa dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı