اَلْفُرُوضُ [el-furûḋ] (zammeteynle) فَرْضٌ [ferḋ]ın cemʹi. Ve
فُرُوضٌ [furûḋ] Masdar dahi gelir, sığır yaşlı olmak maʹnâsına; tekûlu: فَرَضَتِ الْبَقَرَةُ تَفْرِضُ فُرُوضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَبِرَتْ وَطَعَنَتْ فِي السَّنِّ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿لَا فَارِضٌ وَلَا بِكْرٌ﴾ (البقرة 68)
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı