اَلْإِبْرَامُ [el-ibrâm] (hemzenin kesriyle) Asmanın korukları darı başı kadar olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْرَمَ الْكَرْمُ إِذَا صَارَ حَبُّهُ مِثْلَ رُؤُوسِ الذَّرِّ Ve ipi iki kat edip bükmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْرَمَ الْحَبْلَ إِذَا جَعَلَهُ طَاقَيْنِ ثُمَّ فَتَلَهُ Ve bir adama bir nesne zımnında sıklet vererek melûl edip usandırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْرَمَهُ فَبَرِمَ أَيْ أَمَلَّهُ فَمَلَّ Ve bir işi muhkem ve üstüvâr kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْرَمَ الْأَمْرَ إِذَا أَحْكَمَهُ
اَلْإِبْرَامُ [el-ibrâm] (hemzenin kesriyle) Melûl kılmak; yukâlu: أَبْرَمَهُ إِذَا أَمَلَّهُ وَأَضْجَرَهُ Ve
إِبْرَامٌ [ibrâm] İpi muhkem bükmeğe dahi derler; tekûlûne: أَبْرَمْتُ الشَّيْءَ إِذَا أَحْكَمْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı